Bakan Dönmez, video konferans ile '7. Berlin Enerji Dönüşümü Diyaloğu Toplantısı'na katıldı. Toplantının ev sahipliği için Alman Federal Hükümeti'ne teşekkürler eden Bakan Dönmez, geçen yılın herkes için zor bir dönem olduğunu bildirdi. Dönmez, bu dönemde enerji arz güvenliğinin ülkelerin enerji politikalarındaki öncelikli yerini sağlamlaştırdığını belirterek, "Bildiğiniz gibi, arzı güvence altına almak, yatırımların sürekliliğini sağlamanın yanısıra piyasaların istikrarını ve direncini korumak için de önemli bir araçtır. Enerji dönüşümü politikalarının uygulanmasına böyle zamanlarda bile devam ediliyor olması oldukça cesaret vericidir. Enerji dönüşümü sadece yakıtların değil; kurumların, pazarların, piyasa oyuncularının ve tüketicilerin de dönüşümüdür. Bu yüzden her ne kadar basit gibi görünse de aslında karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Ve bu geçişin yükü hükümetlerin omuzlarındadır" dedi.
'SIFIR KESİNTİ YAPILMAKTA'
Bakan Dönmez, kamu sektörü ülkelerin ihtiyaç ve önceliklerine göre politika, mevzuat ve teşvikler oluşturarak yatırımcılar için sağlam, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşturulmasından sorumlu olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda üç kısımdan oluşan yaklaşımımız; 'Olanak Sağla' (Enable), 'Yenilik Yap' (Innovate) ve 'İletişim Kur' (Communicate) kavramlarını içermektedir. Birincisi 'Olanak Sağla'dır. Şebeke, mevzuat ve sistem güvenliği, yenilenebilir enerjinin azami şekilde kullanımına olanak sağlamalıdır. Örneğin, Türkiye’de yenilenebilir enerji sistemsel olarak neredeyse sıfır kesinti yapılmaktadır. İkincisi, 'Yenilik Yapmak'tır. Startupların payını artırmanın yanı sıra özel sektör katılımı, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemlidir. Süreç karmaşık olduğundan, daha sonuç-odaklı pilot projelere odaklanmak bir zorunluluk halini almaktadır. Türkiye olarak, gittikçe artış gösteren yenilenebilir enerjiden kaynaklanan depolama sorunlarını ortadan kaldırabilmek için tüm dağıtım bölgelerimizde pilot depolama projeleri finanse edeceğiz. Ve sonuncusu 'İletişim Kur'dur. Oyunu kuran ve yöneten olarak hükümetler ana politika çerçevesini STK'lar, finansal kurumlar ve özel sektör dâhil olmak üzere tüm paydaşlarla koordinasyon ve istişare içinde bulunarak oluşturur. Farklı paydaşların katılımı olmadan dönüşüm projelerine ilişkin politikaların realize edilmesi çok zor olacaktır. Bu durum, kamu ve özel sektör arasında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde işbirliği ve uyumun kurulmasının önemini ortaya koymaktadır."