Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, salgına rağmen dünyanın en çok büyüyen ikinci ülkesi oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, salgına rağmen dünyanın en çok büyüyen ikinci ülkesi oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kovid-19, küresel bir salgın olması ve tüm ülkeleri benzer şekilde etkilemesi nedeniyle küresel bir ekonomik daralmayı da beraberinde getirdi. Ancak ülke ekonomimiz, 2020`nin son çeyreğinde elde ettiği yüzde 5,9`luk büyüme performansıyla Kovid-19 salgınına rağmen dünyanın en çok büyüyen ikinci ülkesi oldu" dedi.

İletişim Başkanlığı'nın hazırladığı 'Türkiye'nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi' kitabı bugün yayımlandı. Türkiye'nin salgınla mücadelesini, sağlık politikasını ve yatırımlarını anlatan kitabın takdim yazısını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kaleme aldı. Erdoğan yazısında, modern zamanlarda insanoğlunun karşılaştığı en büyük kriz olan Kovid-19 salgınıyla ilgili son derece önemli bir sınav verdiklerini belirterek, "Bir yılını dolduran bu salgın süreci henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, milletimizin sabrı, özverisi ve inancı sayesinde önemli aşamalar kat ettik. Geçtiğimiz bir yıl içerisinde, gelişmiş ülkeler sınıfına dahil olan Avrupa'daki bazı ülkeler ve ABD başta olmak üzere birçok ülkenin sağlık sistemi çöktü, insanlar hastane koridorlarında tedavi edilmeye çalışıldı, maalesef çoğu insan hayatını kaybetti.

Türkiye olarak bu süreçte tüm önlemlerimizi aldık, tüm çalışmalarımızı titizlikle yerine getirdik ve dünyanın başa çıkmakta zorlandığı bu hastalıkla en modern şartlarda mücadele edecek hastaneler inşa ettik. Öncelikle, salgınla mücadelede bilim temelli bir süreç yönetimini uygulamaya koyduk" dedi. 

'142 ÜLKEDEKİ VATANDAŞIMIZIN ÜLKEMİZE DÖNÜŞÜNÜ SAĞLADIK'

Koronavirüs Bilim Kurulunun, Türkiye'de ilk vakanın görülmesinden iki ay önce 10 Ocak 2020 tarihinde kurulduğunu, böylelikle konunun uzmanlarının oluşturduğu bir heyet ile salgının küresel takibinin ve değerlendirmesini yapmaya başladıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hastalık seyrinin en yüksek olduğu durumlarda bu bilim kurulunun aldığı birçok tavsiye kararını, hükümet olarak uygun bulduk ve uyguladık. Durumun ciddiyetini erken bir aşamada kavramamız ve bu yönde alınan önlemler sayesinde salgının Türkiye'ye girişini mümkün mertebe geciktirebildik. Bununla birlikte, salgının ülkemize gelişinden itibaren hemen her alanda geniş kapsamlı çalışmalar yürüttük. Dünyanın birçok ülkesi maalesef salgından kırılırken, biz hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki vatandaşlarımızı salgına karşı korumak için her türlü imkânı seferber ettik. Bu bağlamda, salgının büyük korku yarattığı ve ülkelerin sağlık sistemlerinin çöktüğü günlerde yurt dışında yaşayan ve ülkesine dönmek isteyen vatandaşlarımızın tahliyelerini hiç ara vermeden gerçekleştirdik. Cumhuriyet tarihinin en geniş çaplı tahliye operasyonu olarak kayıtlara geçen süreçte, 142 farklı ülkeden vatandaşlarımızın ülkemize dönüşünü sağladık. 368 hasta vatandaşımızı ise ambulans uçak ile dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye'ye getirdik."

'157 ÜLKEYE YARDIM YAPTIK'

İktidarları döneminde yaptıkları sağlık yatırımları sayesinde sağlık hizmetlerinde salgın süresince herhangi bir aksaklık yaşanmadığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

"Ancak bununla da yetinmedik ve dünyada bunu başarabilen iki ülkeden biri olarak 45 gün gibi kısa bir sürede her biri 1008 yatak kapasiteli iki büyük salgın hastanesi inşa ettik. Bunun yanı sıra, salgın döneminde 2020 Aralık ayına kadar Türkiye'nin farklı şehirlerinde toplamda 16 dev yeni hastane açtık. İstanbul, Konya ve Tekirdağ'daki Şehir Hastaneleri özellikle ülkemizin sağlık altyapısını çok yüksek bir noktaya taşımıştır. Son bir yılda açtığımız hastaneler ve sağlık tesisleri sayesinde Türkiye'de toplam hizmet sunan sağlık tesisi sayımız son bir yılda yüzde 55 oranında artırıldı. Hastanelerimizin Kovid-19 salgınıyla mücadelesi için gereken her türlü makine ve cihazlar ivedilikle temin edildi. Birçoğu da yerli olarak üretilmeye başlandı. Örneğin, Kovid-19 tedavisinde özellikle yoğun bakım hastaları için hayati önem taşıyan solunum cihazında yerli üretimi gerçekleştirerek hem kendi vatandaşlarımıza hem de solunum cihazı ihtiyacı bulunan ülkelere desteğimizi gösterdik. Bu süreçte, 'Made in Türkiye' etiketli yaklaşık 4 bin ventilatör 20 ülkeye ihraç edildi. Kovid-19 ile mücadelenin olmazsa olmazı olan ve birçok ülkenin eksikliğini çektiği maske, siperlik, eldiven ve koruyucu tulum gibi malzemelerin üretimi için kamu ve özel sektörde olağanüstü gayret sarf ettik. Türkiye olarak Mevlana'nın sözleriyle tüm dünyaya yardım malzemeleri gönderdik. Afrika'da 44 ülke, Avrupa'da 43 ülke, Asya'da 33 ülke, Amerika'da 22 ülke, Okyanusya'da 15 ülke olmak üzere toplamda 157 ülkeye farklı ihtiyaçlara göre yardımlar yaptık. Aralarında ABD, Almanya, İngiltere, Finlandiya, Fransa, Norveç, Filistin, Irak, İran, Suriye, Afganistan, Belçika, Brezilya ve Küba gibi ülkelerin olduğu bu 157 ülkenin, hangi kıtadan hangi dinden ya da gelişmiş-az gelişmiş ülke olduğuna bakmadan yardım ettik."

'TÜRKİYE, SALGINA RAĞMEN EN ÇOK BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE OLDU'

Erdoğan, şu anda Türkiye'de 16 yerli aşı projesinin desteklendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bunlardan 6 tanesinin faz çalışmasına başlandı. Son aşamasına geldiğimiz aşı çalışmaları neticelendiğinde tıpkı ventilatör ve tıbbi ekipman desteğimizde olduğu gibi bu noktada da dünyaya uzanan yardım eli olacağız. Kovid-19, küresel bir salgın olması ve tüm ülkeleri benzer şekilde etkilemesi nedeniyle küresel bir ekonomik daralmayı da beraberinde getirdi. Adeta bir domino etkisiyle dünyanın hemen her ülkesi ekonomik anlamda bu krizden etkilendi. Ancak ülke ekonomimiz, 2020'nin son çeyreğinde elde ettiği yüzde 5,9'luk büyüme performansıyla Kovid-19 salgınına rağmen dünyanın en çok büyüyen ikinci ülkesi oldu. İspanya'nın yüzde 9; Birleşik Krallık'ın yüzde 7,8; Fransa'nın yüzde 5; ABD'nin yüzde 2,5 küçüldüğü küresel ekonomik sistemde ekonomisini büyüten bir ülke olmak, milletimizle birlikte başardığımız değerli bir

sonuçtur elbette. Bu büyümenin arkasında hiç şüphesiz aldığımız tedbirler, verdiğimiz teşvikler ve destekler ile milletimizin çabası yatmaktadır. Türkiye olarak sağlık alanında olduğu gibi ekonomi alanında da tüm önlemlerimizi hızlıca aldık. Henüz salgının başlangıç günlerinde Ekonomik İstikrar Kalkanı paketini 18 Mart 2020 tarihinde kamuoyu ile paylaştık. Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi uygulamaya alındıktan sonra salgının seyri ve hane halklarının ihtiyaçları dikkate alınarak farklı tarihlerde ilave bazı tedbirler almaya devam ettik. Her sektörden KOBİ'ler başta olmak üzere esnaf, sanatkâr, sanayici ve işletmeci tüm ekonomik aktörlerin ihtiyaçlarını karşılayacak birçok tedbir ve teşviki hayata geçirdik." 

'222 GENELGE, TALİMAT, YAZI GÖNDERDİK'

Erdoğan, ayrıca salgının çalışma hayatına ve toplumsal hayata olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik çok sayıda tedbir ve destek ortaya koyduklarına dikkat çekerek, şunları ifade etti:

"Bu çerçevede bireyden aileye, aileden topluma uzanan tüm süreçlerde tüm vatandaşları kapsayan Sosyal Koruma Kalkanıyla vatandaşlara doğrudan aktardığımız kaynağın toplam tutarı 1 Mart 2021 itibarıyla 53 milyar TL'yi aştı. Kısa çalışma ödeneğinden işten çıkarmaların yasaklanmasına, nakdi ücret desteğinden işsizlik ödeneğine, normalleşme desteğinden telafi çalışması uygulamasına, hızla işe dönüş teşviklerinden istihdam desteklerine, sigorta prim ertelemesinden SGK borç yapılandırılmasına, emekli aylıklarının yeniden düzenlenmesinden iş göremezlik ödeneğinin Kovid-19 kapsamında da uygulanmasına, evsizlerin konaklatılması projesinden 'Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası'na kadar birçok teşvik, destek, hibe ve yardım uygulaması bu süreçte hayata geçirildi. VEFA Sosyal Destek Grupları ile Türkiye'nin dört bir yanındaki 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşların her türlü ihtiyacının karşılanması sağlandı. Yaşlılarımızın kapılarına kadar hizmet götüren kamu personelimizin, emniyet birimlerimizin ve sivil toplum kuruluşlarının gösterdikleri dayanışma ruhu bizi biz yapan en büyük değerlerin başında geldi kuşkusuz. İlk zamanlarda moralleri adeta yerle bir eden hastalığın kötü psikolojisini bu dayanışma, birliktelik ve yardımlaşma ruhuyla aştık. Milletimizin devletiyle el ele verdiği bu dönem, eşi benzeri görülmemiş vicdan duygusunun bu topraklarda hala nasıl canlı olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Salgın döneminde, vaka artışına engel olmak için kontrollü hayat ve denetim açısından da gerekli adımları hızla attık. Kovid-19 kapsamında 81 İl Valiliğine ve ilgili kurum ve kuruluşlara bugüne kadar 34'ü sınırlarla, 188'i yurt içi ile ilgili olmak üzere toplam 222 adet genelge/talimat/yazı gönderdik." 

'63 PROJEYE 48 MİLYON TL DESTEK VERDİK'

Türkiye'de ilk vakanın görülmesinin ardından alınan tedbirler kapsamında eğitimin yüz yüze yapılmasına ara verdiklerini ve uzaktan eğitim modeline geçtiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülke olarak, dünya genelinde uzaktan eğitime geçen ülkelerin başında yer aldık. Diğer ülkelere örnek olabilecek bir sistemi ilk günden uygulamaya koyduk. Öğrencilerimizin ve ailelerinin sağlığı ön planda tutularak eğitim sürecini sürdürdük. Koronavirüsün yargı çalışanlarına ve vatandaşlara bulaşma riskini azaltmak amacıyla adalet hizmetlerinde gecikmeksizin köklü ve kararlı tedbirleri aldık. Kısa süreli ertelemeler ve birçok işlemin uzaktan yapılması için gerekli altyapıları sağladık. Üretim ve ekonomik hayatın devamı, tedarik zincirinin ve sosyal hayatın kesintiye uğramaması amacıyla sanayi alanında da gerekli adımları attık. Sektörel destekler verdiğimiz gibi, değişen öncelikler temelinde yeni ihtiyaçların tedariki için yeni projelere yönelik teşvikleri de artırdık. 31 Mart 2020 tarihinde ilan ettiğimiz 'Kovid-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı'

kapsamında kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının 63 projesine 48 milyon TL destek verdik. Kovid-19 süreci ülkemizi etkilemeye başlamadan önce tarım ve gıda tedarikinde tüm hazırlıklarımızı ivedilikle yaptık. Gıda işletmelerinin hammadde tedarikinden, ürün teslimatlarına kadar her aşamada gerekli tedbirleri en üst seviyede aldık. Bu süreçte ilgili kuruluşlarımızca ürün stokları sürekli kontrol edildi, hijyen şartlarının sağlanmasına yönelik denetimler sıkılaştırıldı ve fiyat artışlarının olmaması için sıkı takip yapıldı. Yine, ticaret alanında gerekli tedbirlerin alınmasına büyük önem verdik. Ticaret hayatının tüm aktörlerini ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını korumaya yönelik birçok düzenleme yaptık ve maddi destek sağladık. Dış ticaretimizin bu süreçten en az etkilenmesine yönelik birçok girişimi devlet olarak hayata geçirdik." 

'GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE'Yİ YAŞIYORUZ'

Ayrıca Türkiye olarak kısıtlı turizm hareketliliğinin olduğu bu dönemde, rakiplerin önüne geçerek turizmde en çok tercih edilen ülke konumunu güçlendirmek için dünyada örnek alınan birçok uygulamaya imza attıklarını işaret eden Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

"Devlet olarak hiç olmadığımız kadar hızlı ve güçlü bir şekilde dünyaya örnek birçok tedbiri ve desteği uygulamaya koyuyoruz. Dünyanın bir ucunda da olsa tek bir vatandaşımızı bile ülkemize getirebilecek imkânlara sahibiz. Sıkıntıların varlığını reddetmeden ama her güneş doğduğunda umudumuzu da tazeleyerek bugünleri aşmak için çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin en değerli sonuçlarından birini yaşayarak görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı koordinasyon ve yönetim kapasitesiyle proaktif, esnek ve etkili politikaları hayata geçiriyoruz. Türkiye'yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırmayı başardığımız gibi Türkiye'nin her türlü farklı senaryoya hazırlıklı olduğunu ve hızlı hareket edebildiğini tüm dünyaya gösteriyoruz. Gelişmiş ülkelerden yardım almak zorunda kalan çaresiz Türkiye'den 157 ülkeye yardım edebilen özgüvenli, güçlü bir Türkiye'yi yaşıyoruz. Üzerlerinde bağımsızlığımızın sembolü şanlı bayrağımızın yer aldığı yardım malzemeleri dostluğumuzu, muhabbetimizi, vicdani bakış açımızı ve insanlık onuru için gösterdiğimiz çabayı dünyanın her yerine iletiyor. Milletimizin sabrı ve özverisi ile insanlık tarihinin en zorlu süreçlerinden daha az sıkıntılı geçiyoruz. Kayıplarımızın üzüntüsüyle geçen bir yılın ardından yeni bir umuda, sağlıklı günlere, birlik ve beraberlik içerisinde yeni bir geleceğe taşınacağımıza kuşkum yok. Milletinin hizmetinde olan Türkiye Cumhuriyet Devleti, gelecek nesillerin atalarıyla gurur duyacakları bir ülke için var gücüyle çalışacaktır."