Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (BAU DEGS) Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan’ın İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarması ve Atlantik Konseyi Raporu’nda Türkiye’nin haydut devlet olarak ifade edilmesine yönelik açıklamalar yaptı.
"YUNANİSTAN PLANIN İLK AYAĞINI UYGULADI"
Aslında Yunanistan’ın daha farklı bir planı olduğunu vurgulayan Yaycı, "Yunanistan’ın sadece İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkardığını kabul etsek endişe edecek bir durum yok. Ama Yunanistan’ın bu adımı aslında bir planın parçasıdır. Yunanistan’ın eski Dişişleri Bakanı Nikos Kotzias, 2017 ve 2018 yıllarında anlatmıştı. Kotzias, "Biz karasularını genişletmeye İyon Denizi’nden başlayacağız” demişti. Planın ilk adımını uyguladılar" diye konuştu.
"EGE DENİZİ’NDE KARASULARINI 12 MİLE ÇIKARMA PLANLARI VAR"
3 basamaklı bir plan olduğunu anlatan Yaycı, "Bundan sonrası için de Küçük Çuha, Büyük Çuha Adası ve Girit Adası’nın batı kısmındaki karasularını 12 mile çıkaracaklarını planladılar. Daha sonra içeriden dönüp Mora Yarımadası ana karasında 12 mile çıkarmak için ölçümlendirme yapacaklarını açıkladılar. Şu anda yaptıkları Yunan yetkililer tarafından açıklanmış 3 basamaklı bir planın ilk parçasıdır. Küçük Çuha, Büyük Çuha Adası ve Girit Adası Ege Denizi’nde kalmaktadır. Yani bu adaların herhangi bir yerinde karasularını 12 mile çıkarmak demek Ege Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarmak demektir” değerlendirmesinde bulundu.
"1995 YILINDA TBMM’DE ALINAN KARAR DEVREYE GİRER"
1995 yılında TBMM’nin aldığı kararı hatırlatan Yaycı, "Bu karar, bütün milli güç unsurlarıyla, askeri tedbirler de dahil olmak üzere Yunanistan’ın 6 milin üzerine Adalar Denizi’nde (Ege Denizi) karasularını çıkarmasına tedbir alınacağını ifade ediyor. Uluslararası kamuoyunda savaş nedeni sayılacağı belirtiliyor. Türkiye’nin mutlaka müteyakkız olması, gelişmeleri yakından takip etmesi lazım. Ayrıca, Yunanistan’a Küçük Çuha, Büyük Çuha Adası ve Girit Adası’nda karasularını artırmasının Ege Denizi’nde artırmak anlamına geldiğini ve 1995 yılında TBMM’de alınan kararın devreye gireceğini söylemesi, onları ikaz etmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
"YUNANİSTAN EGE DENİZİ’NDE KARARSULARINI 12 MİLE ÇIKARAMAZ"
Ege’ye neden "Adalar Denizi" dediğini açıklayan Yaycı, "Yunanistan’a, doğuda veya batıda uzakta veya yakında Ege Denizi’nde hiçbir adada karasularını 12 mile çıkartamayacaklarını hatırlatmak lazım. Yunanistan, Ege Denizi’ne ‘Adalar Denizi’ denmesine sinirleniyor, onun için ısrarla "Adalar Denizi" diyorum” ifadelerini kullandı.
ATLANTİK KONSEYİ’NİN RAPORU KABUL EDİLEMEZ
Emekli Tümamiral Cihat Yaycı Atlantik Konseyi’nin Türkiye’ye yönelik suçlamaları ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Atlantik Konseyi’nin 2021'e dair risk ve fırsatlar listesinde Türkiye’yi "haydut devlet" olarak tanımlaması Türkiye’ye karşı açık bir tehdittir. Uluslararası hukuka göre 'haydut devlet' küresel barışı tehdit eden, ne yapacakları önceden tahmin edilemeyen, kitle imha silahlarının yaygınlaşmasına yardım eden, kendi halklarına merhametsizce davranan, komşularını tehdit eden ve katı bir şekilde tarafı oldukları uluslararası antlaşmaları ihlal eden, terörizmi destekleyen, hatta bunu siyasetlerinde bir araç olarak kullandıkları iddia edilen devletler için uluslararası ilişkilerde kullanılan bir terimdir."
"KONTROL EDİLMESİ GEREKEN DEVLET"
"Haydut devlet uluslararası düzenin dışına çıkmış devlet demek" diyen Yaycı, "Kontrolü sağlanması gereken devlet demek. Tabi kontrolü sağlamak için güç kullanma da söz konusu olabiliyor. Güç kullanmanın önünü açma çabası var. Türkiye'ye karşı düşmanca bir tutum sergileniyor. "Haydut devlet" çok ağır bir suçlama. Kabul etmek mümkün değil. Bu tür tehditler karşısında dik durmalı. Türkiye’de diplomatik bir adım atsın münhasır ekonomik bölge ilan etsin. Uluslararası hukuk uygulamasıyla eğer biz de yapalım" diye konuştu.
ABD’nin halen İran, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Suriye ve Venezuela'yı haydut devlet olarak gördüğünü belirten Yaycı, "Daha önce Afganistan, Irak, Küba, Libya ve Yugoslavya'yı haydut devlet ilan etmişti. Hepsine ya müdahale etti ya iç karışıklık çıkarılarak parçaladı. Türkiye için yoğun bir şekilde bu algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu algı faaliyetinin temel çalışanları ise hain terör örgütleri FETÖ, PKK, Yunanistan, Ermenistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Türkiye’nin Afrika açılımından son derece rahatsız olan Fransa’dır" ifadelerini kullandı.
"2021 DENİZCİLİK YILI OLSUN" ÖNERİSİ
Türk halkının, denizler nedeniyle devletin hangi zorluklarla karşı karşıya kaldığını anlaması gerektiğini söyleyen Yaycı, "Türk milletine denizlerin önemini anlatmalıyız. Denizlerden nasıl yararlanacağımızı anlatmalıyız. Eğitim seferberliği başlatmalıyız, müfredatımıza ilkokuldan itibaren denizciliği koymalıyız. Denizci bir nesil yetiştirmeliyiz. Denizlerin önemini yeteri kadar bilmiyoruz. Denizler için neden fedakarlık yapmalıyızı anlatabilmek için 2021 yılının İstiklal Marşı yılının haricinde "denizcilik yılı" olarak da ifade edilmesini çok arzu ediyorum. Bu Türkiye’nin haklı davasında kamuoyu bilinci oluşturulmasına çok katkı sağlayacaktır" dedi.