İlkbahar ile birlikte başlayan sıcaklık ve basınç değişimlerinin insan vücudu üzerinde halsizlik, sürekli uyku hali ve uyuma isteği, eklem ağrıları, sindirim sistemi, problemleri, depresif ruh hali gibi belirtiler ortaya çıkarabileceğini ve bunlara da genel olarak bahar yorgunluğu denildiğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı, Uzm. Dyt. Cem Nevşioğulları, bahar yorgunluğunun basit birkaç yöntem ile azaltılabileceğini söyledi. Metabolizma yapısı ve hormonlar nedeniyle daha çok kadınlarda etkin olan bahar yorgunluğu şikayetlerinin yaşam tarzında yapılabilecek basit yöntemlerle azaltılabileceğini vurgulayan Nevşioğulları, “Bahar yorgunluğunun etkilerini hafifletmenin en temel yolu vücudun bu dönmede artan su ihtiyacını mutlaka karşılamak, doğru ve dengeli beslenmek, düzenli ve kaliteli bir uyku uyumak ve mutlaka gün içinde açık havada kısa yürüyüşler yapmak” diye konuştu.
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRMEK ÖNEMLİ
Sadece bahar yorgunluğu değil, mevsimsel hastalıklara karşıda vücudun en kuvvetli savunma sisteminin bağışıklığı güçlendirmek olduğunu da dile getiren Uzm. Dyt. Cem Nevşioğulları, “Bağışıklığı direkt güçlendiren belli bir mucize besin ya da yöntem yoktur. Bağışıklık birçok noktadan etkilenen karmaşık bir yapıdır. Günde en az iki buçuk, litre su tüketmek, B vitamini ve antioksidan yönünden zengin sebze ve meyvelerle temel öğünleri atlamadan beslenmek, düzenli ve kaliteli uyku ve her gün yapılacak basit egzersizlerle bağışıklık güçlendirilmelidir. Tek yönlü beslenme modeli, kişiye uygun olmayan sert ve amaçsız diyetler, kulaktan dolma bilgilerle alınan vitamin takviyeleri bağışıklığı güçlendirmekten çok metabolizmaya zarar veren sonuçlara sebep olabilir” ifadelerini kullandı.
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRECEK İPUÇLARI
Bağışıklığı güçlendirmek için yapılabilecekler hakkında da bilgi veren Uzm. Dyt. Cem Nevşioğulları, “Bağışıklık sisteminin güçlü olması tüketilen öğünlerin, alınan karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, ve minerallerin dengeli olmasına bağlıdır” dedi.
Bağışıklığı güçlendirecek ipuçlarını paylaşan Nevşioğulları, “Yeterli miktarda B, C vitamini, potasyum ve magnezyum alabilmek için bunları içeren besinleri tüketilmeli, mutlaka mevsime uygun taze sebze ve meyve ile öğün hazırlanmalı, lifli gıda tüketimi ihmal edilmemeli, ödemin vücuttan atılmasına yardımcı olmak için günde en az iki litre su tüketilmeli” diye konuştu.
KAHVALTI MUTLAKA YAPILMALI
Günlük beslenme düzeninde kahvaltının mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Nevşioğulları, “Ana öğünler ihmal edilmemeli, yapılabiliyorsa iki ara öğün de sağlıklı atıştırmalıklarla desteklenmeli, mümkünse öğlen ve akşam yemeklerinde mutlaka salata tüketilmeli” dedi.
HIZLI VE ŞOK DİYETLERDEN UZAK DURUN
Açık havada en az 10 dakikalık yürüyüşlerin yapılması gerektiğini ifade eden Nevşioğulları, “Gereğinden fazla tuz vücutta su birikmesini arttırarak yorgunluğa neden olacağı için tuz tüketimi azaltılmalı, hızlı ve şok diyetlerden uzak durulmalı, uyku düzenine en az beslenme kadar dikkat edilmeli, kahve, çay, kola, kakao ve benzerleri gibi kafeinli içecekler azaltılmalı, kafeinli içecekler yerine, metabolizmayı rahatlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici bitki çayları tercih edilmeli” ifadelerini kullandı.
Rafine edilmemiş tam tahıl ürünleri, kepekli pirinç, bulgur, tam buğday ekmeği, kurubaklagiller gibi lifli besinlerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Nevşioğulları, sözlerine şöyle devam etti:
“Tokluk hissi sağlamak için mümkünse ayaküstü atıştırma, televizyon seyrederken, telefonda konuşurken, bir yerden bir yere giderken takside veya arabada yemek yenememeli. Sofrada oturarak, küçük lokmalar halinde, yavaş yavaş çiğneyerek yemekler tüketilmeli.”