Geçtiğimiz yıl koronavirüse yakalanan ve tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu ikinci kez koronavirüse yakalandığını duyurdu. Bunun üzerine koronavirüse ikinci kez yakalanmak en çok merak edilen konular arasında yer aldı. Medicana International İstanbul Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, koronavirüs ve vücutta oluşturduğu antikorla ilgili önemli bilgileri paylaşarak, mutasyon riskine dikkat çekti.
Virüsün bir RNA yapısı olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, "O bilgilere göre vücut bazı antikorlar oluşturuyor. Vücudu bu antikorlar koruyor. Daha sonra vücut virüsle karşılaştığında hazır bir şekilde antikorla cevap veriyor, virüsü öldürüyor ve hastalığa yakalanmıyorsunuz. Ancak bu RNA'daki dizilim daha farklı olur ağır bir mutasyon görülürse o zaman aşı da korumayabilir. Ancak şu anda ülkemizde görülen mutasyonda bu durum mümkün değil, aşıya karşılık veriyor. İngiliz mutasyonu daha rahat. Güney Afrika mutasyonu ile ilgili birtakım çekinceler vardı. Bir de Brezilya mutasyonu var. Brezilya mutasyonu biraz daha sıkıntılı gibi duruyor" değerlendirmesinde bulundu.
“VİRÜS TAMAMEN VÜCUTTAN KAYBOLMAMIŞ OLABİLİR"
Koronavirüsü atlatan ya da aşılanma yoluyla vücudunda virüse karşı antikor oluşan kişilerin ikinci kez hastalığa yakalanmasının mümkün olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Uzun, “Bir kişi tekrar koronavirüse yakalanıyorsa muhtemelen bunun neden mutasyondur. Şu an görülen mutasyonların da mutasyonu ilerler ve daha fazlalaşırsa o zaman vaka sayısı da artar. Biz 10 binde bir, yüz binde bir ikinci kez virüsü geçirmişlik diyorsak o zaman bu durum daha da artış gösterecektir. İkinci kez koronavirüse yakalanan vakalar bildirildi. Ancak bunlar çok fazla değil. Bunun bir diğer nedeni de virüs tamamen vücuttan kaybolmamış olabilir. Virüs vücutta bir süre sessiz kalıp tekrar aktif hale gelebilir. Yani sizin yakalandığınız ilk virüs ile daha sonra tespit edilen virüs birebir aynı ise bu sıklıkla ya kaybolmamıştır ya da virüste farklılık mevcuttur" diye konuştu.
"KORONAVİRÜSÜ GEÇİRENLERDE AŞI DAHA YÜKSEK ANTİKOR OLUŞTURUYOR"
Vatandaşın kafasında aşılanma ve antikor konusunda bazı soru işaretlerini olduğunu belirten Uzun şunları anlattı:
"İnsanların aklında bir soru olacaktır. Biz aşı yaptırıyoruz, buna rağmen biz korona olur muyuz? Aşının antikorunun ne zaman sona ereceğine dair verilerin elimizde olması gerekiyor. Muhtemelen koruyacaktır. Benim görüşüm daha uzun süre koruyucu olacağı yönünde. Biz sağlık çalışanlarına korona geçirseler de geçirmeseler de aşı uygulaması yapıyoruz. Korona geçirmeyenlerde aşı yaptığımızda oluşan antikor düzeyiyle korona geçirip aşı olanlardaki oluşan antikor düzeyleri arasında fark var. Koronavirüs geçirmeyenlerde oluşan antikor düzeyi daha düşük. Koronavirüs geçirenlerde bu oran çok daha yüksek. Bu da vücudun o virüsü hatırladığını gösteriyor. Vücut hatırlıyorsa koruyuculuk süresi daha uzun olur."
"ESKİYE DÖNMEK İSTEMİYORSAK BİRAZ DAHA SABIR"
Sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyulması konusunda uyaran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, “Süreç hem bölgesel hem de zamansal olarak dinamik bir süreç. Çünkü bugünden yarına her şey değişebiliyor. Bugün İstanbul'daki vaka sayısı 4'e katlasa anında yine kapatmak zorunda kalırız. Eğer eskiye dönmek istemiyorsak biraz daha sabredelim en azından elimizdekiyle yetinelim. Kurallara uymaya devam edelim. Yine maske, sosyal mesafe kurallarına uyalım. Kalabalığı zorlamayalım. Aşı sayısını artırmamız lazım. Korunma ve antikor oluşturma oranları yüksek. O nedenle aşılanmayı artırırsak çok daha kısa sürede yeni bir pik olmadan virüsten kurtulabiliriz" ifadelerini kullandı.