AB ülkeleri, Covid-19 aşısı olanların serbestçe seyahat edebilmesini sağlayacak 'aşı pasaportu' üzerinde çalışma başlattı. Pasaporta 'IBAN' gibi bir kodla ne tür aşı yapıldığı, nerede yapıldığı, PCR testi sonucu ve antikor seviyesi gibi temel tıbbi bilgiler işleneceği belirtildi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, DHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de koronavirüs süreci ile beraber elektronik sağlık hizmetlerinin çok iyi şekilde verildiğine şahit olunduğunu kaydetti. Prof. Dr. İlhan, Hayat Eve Sığar (HES) uygulaması kapsamında kod üretilebildiğini, aşı zamanının takip edilebildiğini söyledi. İlhan, e-Nabız uygulamasına eklenen yeni modül ile 'koronavirüs aşı kartı' oluşturulabildiğini belirterek, "Vatandaşlarımız bilirler, çocuklarımıza aşı kartı veriliyor, tıpkı bunun aynısı bize verilebiliyor. Sistemden kendimiz bunu indirebiliyoruz. Hatta bazı ülkeler koronavirüs aşı kartı talebinde bulunursalar, indirdiğimiz bu elektronik belgeyi PDF olarak sisteme yükleyebiliyoruz ya da ekran görüntüsü olarak sisteme ekleyebiliyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından verildiği ve barkodu olduğu için çok kolaylıkla diğer ülkelerin de sistemlerine yüklenebiliyor" diye konuştu.
'AŞI PASAPORTU OLARAK BU GÖSTERİLEBİLİR'
Prof. Dr. İlhan, aşı kartının hem Türkçe hem de İngilizce olarak oluşturulabildiğini belirterek, "Bu aşı kartı, aşı pasaportu diyebiliriz, hem Türkçe hem de İngilizce olarak basılabiliyor, bunun da çok büyük avantajı var. Burada kimlik bilgileri, aşıyı ne zaman, hangi saatte olduğum ve hangi aşıyı olduğum resmi olarak yer alıyor. Altında da barkod var, bu barkod ile de isteyen kişiler aşıyı dijital olarak sorgulayabiliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sağladığı aşı kartı bu, dileyen yerlere de aşı pasaportu olarak bu gösterilebilir" ifadesini kullandı.
'AŞIYA ERİŞEN ÜLKE SAYISI ÇOK SINIRLI'
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın ise AB'nin aşı pasaportu taslağı uygulamasının akla yatmadığını söyledi. Akın, bazı Afrika ülkelerine giderken 'sarıhumm aşısı' olunduğunu, sıtmaya karşı da bazı ilaçların alındığını anımsattı. Akın, "Niye, çünkü bizim bölgemizde hastalık yoktur; ama o bölgede de vardır hastalık. Gelen kişilerin o hastalığa yakalanmaması ya da varsa bir hastalıkları o ülkeye bulaştırmamasını hedeflerler. Şimdi aşıya erişen ülke sayısı çok sınırlı. Ama tüm ülkelerden birileri geliyor, eğitim, ticaret, turizm için geliyor. Dolayısıyla aşı pasaportu dünyada aşı programı tamamlanmadan hayata geçirilmesi çok büyük bir risk yaratır, çok büyük sıkıntı yaratır. Hem insan hakları açısından hem de uluslararası ilişkiler açısından sıkıntı yaratır. Aşı olamayan ülkeler var. 100'den fazla aşıya erişememiş ülke var. O zaman bu ülkeden insan gelmeden makul bir süre önce, ki bu süre genellikle 48 saattir, test yaptırır ülkeye öyle girer. Böylece vaka sayısı azalmış ülkeyi, vaka sayısı çok olan ülkeden korumuş oluyorsunuz" dedi.
‘DSÖ AŞI PASAPORTUNUN KULLANILMASINA KARŞI’
Akın, aşı pasaportu konusunda dünyada çok fazla tartışmanın yer aldığını kaydederek, şunları söyledi:
"Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) şiddetle aşı pasaportunun şu dönemde uygulanmasına karşı. İleriki yıllarda olabilir. Dünyanın aşı üretim kapasitesi yaklaşık 2,5-3 milyar civarında. Dünyada aşı olması gereken insan sayısı 7 milyar. Demekki biz 2022 yılında da aşıya devam edeceğiz. Aşı olamamış insanların nasıl seyahat etmelerini engelleyeceksiniz. O zaman dünyanın bu sosyalleşme, liberalleşme, küreselleşme ne derseniz deyin, bu kısmıyla ters düşülmüş olacak. Onun için bu çok mümkün değil. Ama dediğim gibi ya aşıyı gösterirsiniz ya da o ülkeye girmeden evvel PCR testi yaptırırsınız o sırada temiz olduğunuzu hastalık taşımadığınızı gösterebilirsiniz. Ama aşı pasaportu en az 2023 yılına kadar çok aklıma yatan bir şey değil."