Yeşilova ilçesinde 'Türkiye'nin Maldivleri' olarak bilinen Salda Gölü'ne ilgi, ABD Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Mars'taki Jezero Krateri ile benzer bir mineral oluşumu ve jeolojik yapıya sahip olduğunu açıklamasının ardından daha da arttı. Bembeyaz kumsalı ve turkuaz renkli suyuyla son birkaç yıldır Türkiye'nin en önemli cazibe merkezleri arasında yer alan ve geçen yıl pandemiye rağmen 1 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan Salda Gölü'nün 'dünya doğal mirası' sayılması için UNESCO'ya başvuruda bulunuldu. Salda Gölü Koruma Derneği tarafından yapılan başvuruda Salda'nın korunması gerektiğine vurgu yapılarak, gölün ekolojik ve bilimsel açılardan önemli olduğuna işaret edildi.
UNESCO'ya gönderilen dilekçede NASA ve bilim insanlarının Salda'ya verdiği önem, Mars'taki Jezero Krateri'ne benzerliğe de yer verilirken, göldeki tek hücreli canlı oluşumunun halen devam ettiğine vurgu yapıldı. Göldeki ekolojik zenginliğin yanı sıra 2013'te yapılan çalışma sonucu belirlenen 301 sucul ve karasal bitki türünden 2'sinin endemik olduğu, ayrıca bölgedeki 110 kuş türünden 75'inin de Bern Sözleşmesi kapsamında koruma altında olduğu belirtildi.
'BİR KERE KİRLENDİĞİNDE TEMİZLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Osman Şeker, Salda Gölü'nün 'dünya doğal mirası' sayılması için UNESCO'ya yaptıkları başvuruya ilişkin Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamada bulundu. UNESCO'ya başvuruyu Burdur Valiliği aracılığıyla 21 Ocak 2021 tarihinde yaptıklarını söyleyen Gazi Osman Şeker, "Burdur Valiliği'nden gerekli yerlere yazmasını istedik. Salda Gölü, kapalı bir havza. Bu kapalı havzada kendine özgü ekolojik bir yapı oluşturmuş, bu yapı içinde, gölün içinde sadece Salda Gölü'nde yaşayan Salda sazancığı ve Burdur sazancığı var. Birinci sebep bu. Salda Gölü'nde, 4 milyar yıl önce dünyada canlıların oluşumu sırasında oluşan olaylar halen devam etmekte. İçindeki tek hücreli canlılar halen oluşmakta. Bu çevredeki beyaz kumullar tek hücreli canlılar veya fosillerinden oluşmakta. UNESCO'ya başvuruda öne çıkardığımız şeyler; Salda Gölü'nün mutlaka korunması gerektiğini, az önce söylediğim sebeplerden dolayı Salda Gölü'nün kapalı bir havza olduğu, içine giren kirliliğin bir daha çıkarılamayacağı, bir kere kirlendiğinde temizlenmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, müracaat ettik" dedi.
'GÖLDE BİR İNSAN BASKISI OLUŞTU'
Başvuruyu Burdur Valiliği'ne yaptıklarını anlatan Osman Şeker, "Valilik de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bizim talebimizi götürecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın talebiyle UNESCO'nun karar vermesi gerekiyormuş. Salda Gölü oluşalı 2 milyar yıl olmuş, bilim insanları öyle söylüyor. Salda Gölü bu çevredeki insanlar için çok önemliydi. Ama son yıllarda gölü ziyaretler, sadece çevredeki insanlar değil, dünyadan ve ülkemizden insanlar gelerek, gölde bir insan baskısı oluşturdu. 2019 yılında Salda Gölü'ne gelen insan sayısı 1 milyon 400 bin kişi diyorlar. Bu 1 milyon 400 bin insanın göle girip, yüzdüklerini düşünürsek, bu insanların teri, kiri, idrarı, güneş yağıyla gölün kirleneceğini ve bu kirlerin gölün dibini zehirleyerek tek hücreli canlıları öldüreceğini söylüyor bilim insanları. Sadece burada yaşayan endemik bitkiler var, bunlardan dolayı Salda'nın UNESCO'nun dünya miras listesine girmesi gerekiyor" diye konuştu.