Koronavirüsü yenen Dr. Saka: ``Sağlıkçıyım, sağlıklı yaşıyorum bana bulaşmaz diye düşünüyordum``

 Koronavirüsü yenen Dr. Saka: ``Sağlıkçıyım, sağlıklı yaşıyorum bana bulaşmaz diye düşünüyordum``

Yakalandığı koronavirüsü yenen Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Esra Saka, hastalığı kabullenmekte zorluk çektiğini anlatarak,

Yakalandığı koronavirüsü yenen Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Esra Saka, hastalığı kabullenmekte zorluk çektiğini anlatarak, "Sağlıklı yaşıyorum, sağlıkçıyım bana bir şekilde bulaşmaz diye düşündüğüm dönemde, spor yaptığım gün, sağlık müdürlüğünden aranarak koronavirüs testimin pozitif çıktığı haberi verildiği, benim için en zor kısım buydu; kabullenmek" dedi.

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Esra Saka, fedakarca çalışan sağlık personeli arasında koronavirüse yakalanıp, hastalığı yenenler arasında yer aldı. Yaşadığı zorlu süreci Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlatan Saka, spor yaptıktan sonra döndüğü evinde Sağlık Müdürlüğü'nden aranarak testinin pozitif çıktığının bildirildiğini ifade ederek, "Öncelikle hastalığı kabullenmek zordu benim için. Herkesin aslında düştüğü yanılgıya düşmüştüm belki. Hem sağlıklı yaşıyorum hem sağlıkçıyım bana bir şekilde bulaşmaz diye düşündüğüm bir dönemde spor yaptığım gün Sağlık Müdürlüğü'nden aranarak koronavirüs testimin pozitif çıktığı haberi verildiğinde benim için en zor kısım buydu; kabullenme süreci. Daha sonra gelecek kısmı hiç düşünmemiştim. Tabi ki en zor kısmı karantinaya girmemizdi. Karantina günlerimde ilk gün zaten yoğun bir telefon trafiği içerisindeydim. Belki de en yapılmaması gereken bir şeydi, kendi başına kalıp dinlenmeyi seçeceğiniz, tedavinize, ilaçlarınıza, tedavinize uyum sağlayacağınız bir süreçte insanların geçmiş olsun dileklerini  aldıkça zorlanmaya başladım" dedi.

'HASTALIĞI İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ GÜNÜ KABUL ETTİM'

Esra Saka, "Kendime daha iyi ve düzenli bakmam gerektiğine inandığım günlerde artık meditasyon yapmaya karar verdim. Daha fazla kendimle kalıp, bu hastalığın üstesinden gelebilmek için neler yapmam gerektiğine dair birtakım yayınlar okumaya başladım. Yine hastalığı geçirmiş sağlık mensubu arkadaşlarımla görüştüm. Bu işin uzmanlarından yoğun bilgiler aldım. Özellikle başhekim hocamızdan ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı arkadaşlarımızdan. Dinlenmeye çalıştım. Ancak tabi ki yoğun bir depresif süreci var karantinanın. İnsanları en çok yıpratan kısmı. Çünkü yalnızsınız, çevrenizde ulaşmak istediğiniz, çok sevdiğiniz yakınlarınız olan kişilerden mahrum kalıyorsunuz. Bir de inandığınız bir şey var; sağlık çalışanıyım ve benim bağışıklık sistemim zaten sağlıklı yaşadığım için iyidir, dirençliyim diye düşünürken, böyle bir enfeksiyonu kendinizde bir şekilde olmasını kabul edemediğiniz bir süreç. Bunların hepsi bir araya geldiğinde olmaması gereken bir bağışıklık sisteminin düştüğü bir süreci de yaşayabiliyorsunuz karantina döneminde. O sırada yakınlarınızın desteği, sevenlerinizin ilgisi ve sizin kendinizi bir şekilde bu sürece adapte etmeniz çok önemli süreci atlatabilmek için" diye konuştu.

'GÜNEŞ VE ÇİÇEKLERİM TESELLİM OLDU'

Karantinada en büyük tesellisinin balkonundaki çiçekleri ile güneş olduğunu söyleyen Saka, "Yalnız olmadığımı her ne kadar fiziken yalnız olsam da çevremdeki birçok kişinin de yanımda olduğunu hissetmemdi. Bunun bir süreç olduğunu, tedavinin mümkün olduğunu ki ilaç tedavileri ülkemizde başlamıştı. Bir şekilde çözüm olabileceğini bildiğim için en büyük tesellim de oydu belki de. Çiçeklerimdi, balkonumdu yine hala dışarıda bir güneşin olması aslında büyük bir teselliydi benim için" dedi.

'SEVDİKLERİNİZ İÇİN KURALLARA UYUN'

Dr. Esra Saka, koronavirüs tedbirlerine herkesin mutlaka uyması gerektiğini belirterek, "İnsanlar bir kez bu hastalığın kendilerine gelmeyeceğini düşünebiliyorlar. Türkiye’de mart ayından beri bu hastalıkla mücadele içerisindeyiz. Hali hazırda bu virüsle karşılaşmamış, yakınları da izole edilmemiş kişiler bir şekilde kendilerine bu virüsün bulaşmayacağını düşünebiliyorlar. Haliyle tedbiri elden bırakabiliyorlar. Giderek daha da rahatlayabiliyorlar. Ama ben şunu gördüm, hastalık grubu içerisinde hiçbir şekilde semptomunu göstermeyen bir hasta grubuydum. Benim özellikle önerim ne kadar sağlıklı yaşıyor olsak da ne kadar direncimiz yüksek oluyor olsa da o uyulması gereken tedbirleri eden bırakmamak. İnsanların özellikle maskeyi aşılanmış olsalar bile ki biz iki doz aşımızı yaptırdık, sağlık çalışanları olarak çift maske takıyoruz. Maskeyi kesinlikle şu süreç içerisinde asla vazgeçmeden takmaya devam etmeleri ve mesafe tabi ki dediğimi gibi hiçbir garantisi olmayan bir salgın ve pandemi içerisindeyiz şu an. Hafta sonu kısıtlamalarında çok ihtiyaç olmadığı sürece de dışarıya çıkmamaya özellikle öneriyorum. Sevdiklerimiz için, sevdiklerimizle birlikte yine çok güzel bir dünyada yaşayabilmek için bu kurallara uymak gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bir de sıramız geldiğinde mutlaka aşımızı yaptıralım" şeklinde konuştu.