Tarih: 20.02.2021 11:00

Alerjisi olanlar?. Koronavirüs aşısı öncesi bu uyarılara dikkat

Facebook Twitter Linked-in

KORONAVİRÜS pandemisi nedeniyle insanların evlerde vakit geçirdiği bu dönemde özellikle erkekler arasında alerji şikâyetlerinin yüzde 50 oranında arttığını belirten Alerjik Hastalıklar ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sami Öztürk, alerji hastalarına koronavirüs aşısı öncesi uyarılarda bulundu. Alerjik reaksiyon şüphesi bulunan kişilere aşılama öncesinde uygulanacak aşıya bağlı alerjik reaksiyon oluşmasını engellemek veya olası gelişebilecek reaksiyonların daha hafif geçmesi için antialerjik ilaç tedavisi uyguladıklarını anlatan Prof. Dr. Öztürk, ?Bundan 2 saat sonra aşı yapılmasını öneriyoruz. Aşıdan sonra 1-2 saat süreyle de hastaneyi terk etmemek gerekiyor? dedi.

Pandemi döneminde özellikle erkeklerde alerjik reaksiyonların görülme oranında bir artış yaşandığını belirten VM Medical Park Pendik Hastanesi Alerjik Hastalıklar ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sami Öztürk, “Erkekler genelde ev temizliğiyle ilgilenmedikleri ve genelde ev dışında kaldıklarından dolayı ev tozu alerjileri olmuyordu. Ama bu süreçte eve bağımlılık arttığından ev tozu akarlarına bağlı astım yakınmaları aşikâr oldu. Bundan dolayı erkeklerde vakalar artmış durumda. Kadınlarda da arttı ancak çalışmayan kadınların evde bulundukları dönemde bu yakınmaları zaten devam ediyordu. Ancak dışarıya çıkışları kısıtlandığından yüzde 50 oranında şikâyetlerde bir artış söz konusu. Bu kişilere anti alerjik ilaçlar öneriyoruz” dedi.

“ALERJİSİ OLANLAR AŞIDAN SONRA 1-2 SAAT HASTANEYİ TERK ETMEMELİ”

Koronavirüs aşısına bağlı alerjik reaksiyonların çok fazla görünmediğini hatırlatan Prof. Dr. Sami Öztürk, alerjisi olan kişilere koronavirüs aşısı olmadan önce bunlara dikkat etmeleri uyarısında bulundu:

“Koronavirüs aşısına bağlı lokal reaksiyonlar yüzde 5 hasta grubunda görülüyor. Aşı yapmaya bağlı ciddi alerjik reaksiyonlar ise 100 binde bir görülüyor. Ancak bizlerin ilaç kullandığımız dönemde ilaçlara reaksiyon gösterme ihtimalimiz 100 binde 49. Yani normal antibiyotik ilaç kullanmaktan daha az riskli. Kişi daha önceden aşı oldu ve içindeki maddelere karşı ciddi reaksiyonu varsa bunlara aşı tedavisi önermiyoruz. Basit alerjisi, hafif astımı olan herkesin aşı olmasını öneriyoruz. Ancak daha önceki dönemde birden fazla ilaca karşı alerji varsa, ilaç alerjik reaksiyonları, şok gibi tablolar oluşturduysa herhangi bir dönemde aşılara karşı bir reaksiyon geliştiyse bu kişiler alerji doktoruna danışmadan aşı olmamalılar.

Özellikle ilaç alerjisi reaksiyonu öyküsü olup alerji belirtisi taşıyan kişilere aşı yapmadan önce antialerjik ilaç tedavisi uyguluyoruz. Bunun amacı alerjik reaksiyon olmaması, olsa dahi hafif geçirilmesi. Bundan 2 saat sonra aşı yapılmasını öneriyoruz. Aşıdan sonra 1-2 saat hastaneyi terk etmemek gerekiyor. Aşı olduktan sonra 2-3 gün kadar günde birer tane alerji ilacı kullandıklarında da yakınmaları genelde olmuyor.”

KORONAVİRÜS VE ALERJİ BELİRTİLERİ NASIL AYIRT EDİLİR?

Alerjik hastalıkların belirtileri ile koronavirüs belirtilerinin benzer özellik gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Sami Öztürk, “Alerjik hastalıklarda burun akıntısı, tıkanması, hapşırma, burun tıkanıklığına bağlı baş ağrıları, nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum gibi belirtiler olmaktadır. Koronavirüs hastalığında ise 24 saatten uzun süren ateş, kuru öksürük, nefes darlığı, baş ağrıları, burunda koku kaybı, ağızda tat kaybı olmaktadır. Alerjik hastalıklar ile koronavirüsün ortak belirtileriyse öksürük, nefes darlığı, baş ağrısıdır. Kişiler, ‘Acaba ben koronavirüs hastası mıyım’ diye kendilerini sorgulayacaktır. Özellikle 2 günden uzun süren yüksek ateş varsa şiddetli baş ağrıları, kırgınlık, kuru öksürük ve nefes darlığı şikâyetleri oluyorsa, bunlar özellikle koronavirüsün belirtisi olabilir. Böyle yakınması olan ve kalabalık ortamlara girmiş çıkmış kişilerin mutlaka hekime başvurarak koronavirüs testi yaptırması gerekir. Alerjik hastalıklarda yüksek ateş çok nadir görülür. Öksürük her ne kadar baş ağrısına yol açsa da yüksek ateş, koku kayıpları, tat kayıpları bizim koronavirüsle ile alerjik hastalıkları birbirinden ayırdığımız önemli kriterlerdendir. Hastalarda buna göre ayırıcı tanıya gidebiliyoruz” uyarısında bulundu.

Alerjik hastalıkların 2 grupta incelendiğini anlatan Prof. Dr. Öztürk, “Birincisi ev tozu akarları, ikincisi ise polen, ot gruplarının yol açtığı alerjiler. Ev tozu akarları yaz, kış, gece, gündüz sürekli görülebilir. Ancak en çok eylül-mayıs ayında sürekli burun akıntısı, tıkanması, hapşırık, öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunumla seyredebilir. Polen alerjisi ise sadece polen mevsiminde olan bir alerjendir. Genelde ilkbaharda bir iki ay, sonbaharda bir iki ay şeklinde sürer. Buna ilaveten ev hayvanı alerjisi olup evinde bu hayvanı besleyenler yaz-kış sürekli alerjik astım belirtilerine sahip bir hasta grubunu içermektedir” dedi.

“KORONAVİRÜS HASTALIĞINI 5 KAT DAHA AĞIR GEÇİRME RİSKİ”

Normal popülasyona göre astımlı hastalarda zatürre oranının 2 kat daha fazla olduğunu anlatan Prof. Dr. Öztürk, “Kronik öksürük, balgam, nefes darlığı yakınmasıyla seyreden KOAH hastalarında ise normal popülasyona göre koronavirüs hastalığını 5 kat daha ağır geçirme riski var. Yani ağır astımlı hastalar ile KOAH hastaları risk grubundadır. Bunların mutlaka alerji ya da göğüs hastalıkları uzmanının kontrolünde olup ne ilaç kullanmaları gerekiyorsa bu dönemde kullanmaları tavsiye edilir. Burun akıntısı, tıkanıklığı, hapşırma, baş ağrıları, gözlerde sulanma, nefes darlığı, hırıltılı solunumu olan her hastaya hayatında en az bir defa da olsa alerji testi yaptırmasını öneriyoruz. Çünkü ev tozu alerjileri bütün yıl boyunca kişinin hem konforunu bozmakta hem de ek enfeksiyonlarla sık ilaç kullanmaya neden olmaktadır. Bu kişilere bir kere de olsa alerji testi öneriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


 


 


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —