Çin'de geliştirilen aşının Türkiye'deki Faz-3 çalışmaları kapsamında yapılan gönüllü uygulamasına katılan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Demirer, 18 Kasım'da ilk dozu, 2 Aralık'ta ikinci dozu olduğunu kaydetti. Aşının ilk dozdan sonra yan etkisini hissettiğini söyleyen Demirer, "Aşı kolunda olabileceğimi düşündüm. 21'inci günde antikor baktırdım. Hakikaten çok yüksek düzeyde antikorum çıktı. Çin aşısı ölü bir aşı. Dolayısıyla güvenilir bir aşı, tarihsel bir kaydı da var. İnsanlarımız gönül rahatlığıyla yaptırabilirler. Bu zamana kadar olan çalışmalarda Brezilya'dan böyle bir önemli yan etki bildirilmedi. Ülkemizde bir ara analizi yapıldı geçen hafta, yüzde 90'nın üzerinde koruyuculuğu var. Aşının hangi aşı olduğu önemli değil, Pfizer BioNTech olsun, Moderna, AstraZeneca, Amerikan ya da Çin aşısı, aşının milliyetinin, ülkesinin bir önemi yok. Aşılar güvenli aşılar ve yaptırılabilir" dedi.
'AŞILARIN DNA ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ YOK'
Aşıların kas ağrısı, baş ağrısı, hafif ateş dışında önemli bir yan etkilerinin olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Demirer, "Bu aşıların kısırlık yapıcı bir yan etkisi yok, DNA üzerinde bir olumsuz etkileri yok. Özellikle mRNA aşılarının DNA'yı kodlaması yan etki olacağı, DNA'yı tahrip edeceği söyleniyor. Bunların hiçbirisi doğru değil. mRNA aşıları belli bir düzeyde kalıp vücuttan zaten atılıyor. O nedenle, 'birileri bizim beynimize çip takacak takip edecek' bunlar tamamen safsata. Aşılar güvenli. Yeni mRNA aşılarınında faz-3 çalışmaları yapıldı. Bunların da güvenli olduğu görüldü. Dolayısıyla aşıların yapılması lazım. Sağlık Bakanlığımızın ve Bilim Kurulunun mutlaka aydınlatıcı, bilgi verici, aşıyı motive edici özendirici kamu spotları hazırlaması lazım. Eğer iyi özendirir motive edersek bence aşı kabul oranlarının yüzde 80’lerin üzerine çıkacağını tahmin ediyorum" diye konuştu.
'EN AZ YÜZDE 60'ININ AŞILANMASI GEREKİYOR'
Prof. Dr. Demirer, aşıların zorunlu olup olmaması konusunun iki haftadır tartışıldığını belirterek, "Aşıyı zorunlu yapamazsınız. Maalesef yanlış söylemler oldu, 'aşı olmayan vatan hainidir', 'aşı olmayanlara kız vermeyelim' gibi. Bunlar doğru söylemler değil, aşıda mecburiyet olmaz, zorunluluk getiremeyiz. Ancak vatandaşları bilgilendirmeniz lazım. Pandemiyi yenelim, etkisini azaltalım, eski normalimize dönelim istiyorsak mutlak surette aşı yaptırmamız lazım. Bir ülkede pandeminin kontrol altına alınabilmesi için insanların en az yüzde 60'ının aşılanması gerekiyor. Bu küresel bir problem. Dünya insanlarının en az yüzde 60'nın aşılanması lazım ki pandemiyi kontrol altına alabilelim. 50 milyon aşı gelir de nisana kadar 25 milyon insanımızı aşılayabilirsek bu iyi bir adım olacak. Aşıdan korkmamak lazım. Ükemizdeki insanlarımızın hızlı aşılanması ve aşı kabul oranımızı yüzde 80'e çıkarmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
'AŞILARIN 1 YIL KORUYUCULUK SAĞLAYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
2021'de de aşı olunsa da olunmasa da kurallara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Demirer, şunları kaydetti:
"Aksi takdirde biz dünya insanlığının yüzde 60'ını aşılayamazsak, oranlar yüzde 50'lerin altına kalırsa pandemiyi kontrol edemeyiz. Yeni mutasyonlarda görülmeye başlandı. 2021 bize 2020'yi aratabilir. O halde bunun olmaması için aşılama son derece önemli. Mutasyonların şu anda aşıların etkinliğine negatif yönde bir etkisi yok. O nedenle aşılanların yapılıp bir an önce koronavirüsün dünyadan temizlenmesi gerekiyor. Covid-19 geçirenlerin, 2-3 ay içinde tekrardan hastalandığını gördük. Demek ki koronavirüsü geçirmek kısa sürede koruyuculuk sağlıyor belki de. Aşıların ben 9 ay, 1 yıl gibi koruyuculuk sağlayabileceğini düşünüyorum. Ama bunu net şekilde 2-3 sene de göreceğiz."