Tarih: 10.02.2021 17:00

Gözün sinsi düşmanı `sarı nokta` hastalığı

Facebook Twitter Linked-in

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Ayhan Tuzcu, 50 yaşın üzerinde sık görülen, görme kaybına neden olabilen sarı nokta hastalığına karşı uyarılarda bulundu.

OFM Antalya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Ayhan Tuzcu, sarı nokta hastalığının ileri yaş, sigara kullananlarda ve ailede sarı nokta hastalığı olan kişilerde sık görüldüğünü dile getirdi. Sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tuzcu, “Sarı nokta hastalığı erken dönemde bulgu vermediği için sinsi bir hastalıktır. Bu nedenle 50 yaşından sonra her yıl kapsamlı ayrıntılı retina muayenesi yapılmalıdır. Sarı nokta hastalığının iki tipi vardır. Kuru tip daha sık görülen, görme kaybının yavaş olduğu tipidir. Yaş tip ise görme kaybının çok hızlı olduğu ve daha hızlı ilerleyen tipidir. Sarı nokta hastalığının tanısı muayene ve Retina Tomografisi (OCT) ile konur. Yaş tipten şüphenilen hastalarda fundus floresein angiografi (FFA) çekilir" dedi.


'HASTALIĞIN İLERLEMESİNİ DURDURAN ETKİLİ BİR TEDAVİ YOK'


Günümüzde sarı nokta hastalığının ilerlemesini durduran herhangi bir tedavi olmadığını söyleyen Doç. Dr. Tuzcu, şöyle devam etti:


“Erken dönemde yakalanan ve kuru tip sarı nokta hastalığında yılda 2 kez retina hastalıklarında uzman bir göz hekimi muayenesi ve OCT ile takibi önemlidir. Çünkü kuru tip sarı nokta hastalığı ilerleyen dönemlerde yaş tipe dönüşebilir. Bu hastalıkla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar antioksidan yiyeceklerle beslenme dışında vitamin ve minarellerin günlük alımının hastalığın ilerlemesini yavaşlatabildiğini bildirmişlerdir. Bu sebeple günümüzde hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve önlemek için göz doktorunun önerisiyle özel vitamin kombinasyonu tabletlerinin kullanılması yararlı olabilir."


YAŞ TİPİNDE GÖRME KAYBI ÇOK CİDDİ İLERLİYOR


Sarı nokta hastalığının yaş tipinde görme kaybı çok ciddi ve ilerleyici olduğuna dikkat çeken Doç. Dr Esra Ayhan Tuzcu, şöyle konuştu:


“Sarı nokta hastalığın yaş tipinde göz içine enjeksiyon önerilmektedir. Bazı hastalarda soğuk lazer olarak bilinen fotodinamik tedavi de yapılmaktadır. Günümüzde yaş tip sarı nokta hastalığında en sık kullanılan yöntem göz içi enjeksiyonudur. Bu tedavi hastanın görme düzeyinde artışa ve ilerleyişi durdurmayı hedeflemektedir. Göz içi enjeksiyonu ilk uygulamada birer ay arayla en az 3 doz yapılmalıdır. Daha sonra aylık kontroller yapılmalıdır. Kontrollerde tekrarlama görülürse göz içi enjeksiyonu tekrarlanır. Göz içi enjeksiyonu ameliyathane şartlarında steril ortamda yapılmaktadır. Enjeksiyon işlemi öncesinde göz yüzeyi mikrop öldürücü solüsyonla temizlenir. Hastaya uyuşturucu damla damlatıldığı için işlem sırasında ağrı duymaz. İşlem 1-2 saniye sürer. İşlem sonrası göze antibiyotikli damla damlatılarak göz bandaj ile kapatılır. Göz içi enjeksiyondan birkaç saat sonra hasta normal hayatına dönebilir. Enjeksiyon sonrası birkaç gün antibiyotikli damla kullanmalıdır ve enjeksiyondan bir gün sonra kontrole gelmelidir."


SARI NOKTA HASTALIĞININ TEDAVİSİ


Doç. Dr. Esra Ayhan Tuzcu, sarı nokta hastalığının tedavisine ilişkin açıklamalarını şöyle tamamlandı:


“Hastaların enjeksiyondan sonra en çok şikâyetleri gözde yanma batma şikayetidir. Bu şikâyetin nedeni göz yüzeyinin temizlenmesinde kullanılan mikrop öldürücü solüsyonun tahrişine bağlıdır. Enjeksiyonun en önemli riski göz enfeksiyonudur. İşlem ameliyathanede steril şartlarda yapıldığı zaman bu risk çok azalmaktadır. Bu hastalıkta enjeksiyon sayısı hastadan hastaya değişebilir. Bazı hastalar üç enjeksiyondan sonra tekrar enjeksiyona gerek duymazken bazı hastalar 50-60 kez enjeksiyona ihtiyaç duyabilir. Hastalar göz içi enjeksiyonu ilk duyduklarında çok korkmaktadır. Ama işlemi olduktan sonra o kadar da korkutucu olmadığını belirtmektedirler. Sarı nokta hastalığının tedavisinde yeni ilaçlarla ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Yeni ilaçların amacı enjeksiyon sayısını azaltmak ve daha etkili bir tedavi sağlamaktır."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —