2020 yılının ilk aylarından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle pek çok ülke gibi Türkiye de sağlık alanında yeni düzenlemelere gitti. Koronavirüsle mücadele kapsamında yeni açılan hastanelere ek olarak birçok hastane pandemi hastanesi ilan edildi. Koronavirüs vakaları dışında kalan ve tedaviye ihtiyaç duyan pek çok hasta ise özel hastanelerden hizmet almaya başladı.
Bu süreçte özel hastanelerin devlete destek olduğunu belirten Özel Etiler Hastanesi Kurucusu Prof. Dr. Alper Çelik, "Pandemi sürecinde özel hastaneler, devlet hastanelerinin kendilerine yüklenen sorumluluğu yerine getirebilmelerinde oldukça önemli bir görev üstlendi ve süreci iyi yöneterek devletin mücadelesine de ayrıca katkı sundu. Bu noktada özel hastanelerin gerek kapasiteleri gerek donanımlarıyla ülkenin sağlık sistemindeki en önemli halkalardan biri olduğunu gösterdiğini söyleyebiliriz. Bunun etkilerini ise özel sektörün pandemi sonrasında artacak sağlık yatırımları ile bir kez daha göreceğiz" diye konuştu.
"ÖZEL SEKTÖR İLE İŞ BİRLİKLERİNİN ÖNÜNÜ AÇARAK OECD ORTALAMASINA YAKLAŞABİLİRİZ”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı verilere göre 2020 itibarıyla Türkiye’de toplam doktor sayısının 164 bin 594, toplam hemşire sayısının ise 198 bin 465 olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Alper Çelik, "Öte yandan doktor başına düşen hasta sayısının 498,2, hemşire başına düşen hasta sayısının ise 431,2 olması dikkat çekiyor. OECD ülkelerinde bakıldığında ise doktor başına düşen hasta sayısının ortalama 341,3 ve hemşire başına düşen hasta sayısının ortalama 102 olması, ülkemizdeki doktor ve hemşirelerin yükünün nedenli ağır olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bununla birlikte, doktorların yüzde 61,4’ü Sağlık Bakanlığı’nda, yüzde 20,4’ü üniversitelerde ve yüzde 18,2’si özel sektörde çalışıyor. Türkiye'deki faal hastane sayısı 1500'ü aşarken bunların 571'ini özel hastanelerin oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'de devlet ve özel sektörün iş birliğinin sürmesi ve yatırımların devam etmesiyle ile bizler de OECD ortalamalarına yaklaşabiliriz" ifadelerini kullandı.
“YOĞUN BAKIMDAKİ BAŞARIMIZI KİŞİ BAŞINA DÜŞEN HASTANE SAYISINDA DA GÖSTERMELİYİZ”
Özellikle pandemi sürecinde Türkiye’nin yoğun bakım kapasitesi ve donanımı bakımından başarılı bir sınav verdiğine değinen Prof. Dr. Alper Çelik, "Sağlık Bakanı'nın Mart 2020'de yoğun bakım kapasitelerine ilişkin açıkladığı verilerde ise Türkiye’de kamu ve özel sektör birlikte 13 bin 211'i ileri düzeyde olmak üzere toplam 25 bin 466 erişkin yoğun bakım kapasitesi bulunduğu görülüyor. Yoğun bakım yatak sayısına göre ABD, İtalya, Güney Kore ve İngiltere'nin önünde yer almamız oldukça kıymetli. Pandemiyle birlikte yoğun bakım yatak sayımızı 2 katına çıkardık. Rakamlara hastane bazında bakıldığında ise OECD’nin güncel verilerine göre 1 milyon kişi başına düşen hastane sayısında birinci sırada 77,55 ile Güney Kore geliyor. Güney Kore’yi 66,39 ile Japonya ve 45,55 ile Fransa takip ediyor. Türkiye ise 1 milyon kişi başına düşen 19 hastanesiyle 31 ülke arasında 23'üncü sırada yer alıyor. Bu noktada yoğun bakımdaki başarımızı kişi başına düşen hastane sayılarında gösterebilmemiz büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu.
"AMACIMIZ SAĞLIK HİZMETLERİNİ HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİR KILMAK"
Türkiye’nin sağlık sektöründe dünyaya örnek olacak pek çok atılım yaptığını ve bu atılımları daha ileri boyutlara taşımak için iş birliklerinin artması gerektiğini de belirten Prof. Dr. Alper Çelik, "Özel Etiler Hastanesi olarak sağlık alanında yapılacak yeni atılımları destekliyor, imkanlarımızı en iyi şekilde kullanmamızı sağlayacak her türlü iş birliğine katılım sağlamaya gayret ediyoruz. Ancak ne yazık ki toplumda özel hastane algısının yüksek tedavi bütçeleriyle özdeşleştiğini görüyoruz. Amacımız, bu algıyı kırmak ve donanımlı sağlık hizmetlerini herkes için erişilebilir kılmak" dedi.