Yazar Mehmet Ali Bulut, "Ahirette 45 Gün" adlı çalışmasını kader mahkumları için imzaladı.
Hayat Yayınlarının ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte, Kader Mahkumları Derneğinden talep edilen Bulut`un kitapları, cezaevlerindeki okuyuculara gönderilmek üzere hazırlandı.
muhabirine açıklama yapan Bulut, kitap fuarlarına gittiği şehirlerde konferans vermek için de zaman zaman hapishanelere davet edildiğini belirterek, "Bu insanlar orada devletin insafına sığınmış durumdalar. Yapmış oldukları hatadan caydırabilmek, tövbe istiğfar ettirebilmek, onları eğitmek ve topluma sağlıklı insanlar olarak yönlendirmek mümkün." dedi.
İnsanın yaratılış itibarıyla iyi bir varlık olduğunu dile getiren Bulut, "Bilgisayara program yüklemezseniz bir teneke kutusudur. İnsanoğlu da program yüklenmiş bir bilgisayar gibidir. Eğer insanın işletim sistemi sağlıklı değilse, bütün programları sağlıklı çalıştırmasının imkanı yoktur. Bozuk programları düzeltme imkanımız vardır. Bu da okumakla olur, insani yaklaşmakla ve insafla yaklaşmakla olur." değerlendirmesini yaptı.
"İyi muamele görmek istiyorsan sen de iyi yaşa"
Bulut, cezaevine düşmüş insanları ahlaki değerleri kazandırmak bakımından kitapla buluşturmanın iyi bir fırsat olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ahirette 45 Gün kitabını okuyanlar da yaptığı her fiilin bir karşılığının olduğunu görecek ve anlayacaktır. Fantastik roman diyoruz ama bu gerçekten yaşanmış bir olay. Malatya jandarma karakolunda Akçadağ`da yaşanmış, 45 gün devam etmiş. Bu sanal bir astral seyahati anlatıyor. Her gün öbür tarafa geçmiş birinin yaşadıklarını anlatan bir kitap bu. Anlatılanları hem Kur`an-ı Kerim ve hem de hadislerle karşılaştırdım, hiç aykırı bir tarafı da yok."
"Yaşanmış Gerçeküstü Bir Hadise" alt başlığıyla 2. baskısı okuyucuyla buluşan "Ahirette 45 Gün" adlı mistik romanına ilişkin bilgi veren yazar Bulut, "Bir insan bu kitabı ciddi şekilde okuyup anladığında, her bir hareketinin önüne çıkabileceğine inanmaya başlar. Siz her bir fiilinizin önünüze çıkacağınıza inandığınızda kötü bir şey yapmadan önce durur düşünürsünüz." dedi.
İyi insan olmanın pratiklerinin anlatıldığı "Ruhun Deşifresi" kitabının da daha önce cezaevindeki özellikle lise ve üniversite çağında mahkumlara gönderildiğini anımsatan Bulut, "Burada diyoruz ki `Yaptığın her bir fiilin bir karşılığı vardır. Seni buraya düşüren sebeplerden kendini kurtarabilirsin. Yaptığın her fiil önüne gelecektir ve bundan kaçamazsın. Öyleyse iyi muamele görmek istiyorsan sen de iyi yaşa. Sen de doğru yaşa.` Özet olarak kitabın mesajı budur." ifadesini kullandı.
"Toplumun bütün kesimlerine hitap eden bir kitap"
Hayat Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Bayrak ise yazar Bulut`un bu çağın dilini kullanan, ruhunu okuyan bir insan olarak sorunlara çözümler ürettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Mehmet Ali Bulut, Allah korkusunu insanların kalbine ve gönlüne bekçi yaparak, iyi bir vatandaş, iyi bir evlat, iyi bir ebeveyn, iyi bir öğretmen olmalarına katkı sağlayan ve toplumun bütün kesimlerine hitap eden önemli bir kitap yazdı, biz de yayınladık. Bu kitabın muhatabı herkes ancak belki de en çok hapishanede başka yapacak işi olmayan insanlar okuduğunda, topluma iyi bir vatandaş olarak dönmeleri için fayda sağlayacaktır."
Yayınevi olarak kitapların cezaevlerinde de okuyucularla buluşması için üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getiren Bayrak, "Koğuşta insanların arkadaşlarıyla, cezaevi yönetimiyle uyumlu olması herkesin arzu ettiği bir şeydir. Cezaevi değil, ıslah evi olması gerekiyor." diye konuştu.
Kader Mahkumları Derneğine gereken desteği verdiklerini ifade eden Bayrak, "Bu kitapla beraber inanıyorum ki sadece biz değil, ülkenin hayırsever insanları da kimi sosyal sorumluluk kapsamında, kimi zekatı hayrı kapsamında, kimisi de iyilik kapsamında bu faaliyete destek olacaktır. Kader Mahkumları Derneği üzerine bir sorumluluk almış, biz de destekliyoruz. İnsanlarımızın da destek vereceğini ümit ediyorum." değerlendirmesine bulundu.
"Mahkumlar mektuplarında okumak için kitap istiyor"
Kader Mahkumları Derneği Başkanı Necdet Yüksel, 17 yıldır cezaevlerindeki insanlar için çeşitli çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Derneğimize her gün yaklaşık 100 mektup geliyor ve bu mektuplar tek tek satır aralarına kadar okunuyor, bilgisayara kaydediliyor. Sonra da insanların ihtiyaçları neler ise temin ediliyor. İnsanlar mektuplarında okumak için yazarını belirtip kitaplar istiyorlar." dedi.
Mehmet Ali Bulut`un yazdığı eserlerin mahkumlar tarafından çokça talep edildiğini aktaran Yüksel, "Çünkü yalın ve herkesin anlayabileceği dilde yazılmış kitaplar. İçerideki insanlar veya kısmen sıkıntıya düşmüş insanlar bu kitabı okudukları zaman mutlaka bir bölümünde kendilerini görecekler." ifadesini kullandı.
Türkiye`de çok sayıda kitap basıldığını, bu kitapların daha fazla okunması gerektiğini vurgulayan Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün en çok kitabın okunduğu yerler cezaevleri. Çünkü insanların orada zamanı çok fazla. Dolayısıyla okumaktan başka, ibadetten başka yapabilecekleri farklı bir şey yok. Biz de kitabın peşindeyiz, Kader Mahkumları Derneği olarak elimize geçirdiğimiz an kolilere koyup Türkiye`nin her tarafına göndermeye hazırız. Bu tür güzel eserlere cezaevlerinde ihtiyaç var. Yani bu insanların topluma tekrar kazandırılmaları için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmalıyız."
Cezaevlerindeki insanların topluma kazandırılması için herkesin çaba sarf etmesi gerektiğini aktaran Yüksel, "Ulaşamadıklarımız bizim olamıyor, dokunmalıyız. Bu noktada yayınevinden, kitabı yazan kıymetli hocamızdan, yardımsever ve hayırsever insanlardan şunu rica ediyorum. Bu zamana kadar yaptığınız hayır elbette yapmaya devam edin ama bu alana da küçücük bir pencere ayırın." dedi.
Bugüne kadar mahkumlar tarafından 300 binden fazla mektubun derneğe ulaştığını ve Türkiye`nin her yerindeki cezaevlerine yüz binlerce kitap gönderdiklerini anlatan Yüksel, 250 cezaevine 5-10 bin kitaplık kütüphaneler kurulmasına da destek olduklarını sözlerine ekledi.
Etkinlikte ayrıca Kader Mahkumları Derneği Başkanı Necdet Yüksel, Hayat Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Bayrak`a teşekkür belgesi takdim etti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Esad Şani