DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan İYİ Parti Genel Merkezi`ni ziyaret etti. Ziyaret sonrası Akşener ve Babacan ortak basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Siyasi gündemin değişmez konusu ittifak ve buna yönelik partiler arasında yapılan görüşmeler muhabirlerin de gündemindeydi. Gazeteciler, İYİ Parti lideri Akşener`e "HDP`den randevu talebi gelirse kabul edecek misiniz?" sorusunu yöneltti. Muhabirin iki kez yinelediği bu soruya net bir cevap vermekten kaçınan Akşener "Henüz böyle bir talep gelmedi. Farzımuhal üzerinden niye konuşalım" diyerek topu taca attı.
"Genel başkanların birbirine merhaba demediği bir süreç yaşanıyor. Partiler çözüm üreten organlardır. Birbirlerine düşman değildirler. Daha güçlü adımlar atılabilir. Türkiye`de problemler var. Açım diyen, bebeğine mama alamayan kadınlar var. Siftah yapamamış kadınlar var. Bunlara çözüm aramak yerine bizi ayıran noktalarda birbirimize düşüyoruz. Toplumsal barışın sağlanmasında bu tür görüşmelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Benzer bakış açılarımız olduğunu gördük. Parlamenter demokrasi, biz buna güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz. Bir çalışmamız var. Bizim yaptığımız bir çalışma değil sistem tasarımı. Allah`ın emri değil tabii ki de kamuoyuna sunulacak. Bizim çalışmayı yapan arkadaşlarımızın birbirleriyle görüşmesinin doğru olacağına karar verdik.
Yeni anayasayla ilgili Erdoğan`dan sonra takip ettim herkes başka bir şey söyledi. Meclis Başkanı başka söyledi, Bahçeli başka söyledi, en minik ortak Perinçek çok başka bir şey söyledi. Burada yeni Anayasa gibi bir anlatım var. Bugün Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı işler eski sisteme göre hukuk dışı. Sıfırdan Anayasa yapmak gibi bir iddia ise bu ikinci cumhuriyetin kuruluşudur ki bununla ilgili bir bilgi almamız gerek.Sayın Erdoğan bunu söyleyip ortada bir hazırlık yok, bir yün yumağı attılar, milleti birbirine dolaştırıp; çiftçinin, esnafın, annenin derdinin konuşulmadığı bir süreç olarak yorumluyorum.
Bu ülkenin nüfuz cüzdanına sahip herkesin oyuna talibiz. Bir kısım seçmenimizi ikna edebiliriz. Ben bir şeye takılmış durumdayım. Türkiye`deki Kürt seçmenin tümünün HDP seçmeni olduğu varsayımı yanlış. Türkiye`de yaşanan Türk seçmeninin tümünün şu veya bu partiye oy veriyor demesi yanlış. Bu marabalık düzeni gibidir. Kim kimi ikna ederse oyunu alır.Ben ilçe ilçe esnafları geziyorum. Türk de Kürt de aidiyetlerimiz üzerinden konuşuyoruz. Kimse başka bir konu açmıyor. Siftah yapamadığını söylüyorlar, çocuklarının işsizliklerinden bahsediyorlar. Bütün bunları konuşmak varken, ayırıcı noktalardan gitmenin iktidarın uzmanlık alanı olduğunu biliyorum.
Türkiye`de ilginç bir şey oluyor. Boğaziçi rektör ataması. Kim bu adam aday adayı. Yıllanmış köklü bir üniversiteye bu arkadaşı rektör atadılar. O üniversitede hiç mi AK Parti`ye destek veren hoca yok. Boğaziçi Üniversitesi`ni kazanmış çocuklar orada okuyor. Hocasıyla, öğrencisiyle kimse istemiyor. Fikirlerini söylediler. Dün itibariyle o gençler terörist oldu, bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından. Bunu çok yanlış, sakıncalı bulduğumu söylüyorum. 31 Mart`a giderken Erdoğan, çiftçiye, esnafa, kendine oy vermeyenlere bize zaten terörist diyor. En son genç arkadaşlarıma da terörist dedi. Ben gençlerimize aramıza hoş geldiniz diyorum. Elbet de provokatörler olur, İçişlerinin polisin görevi bu gençleri provokatörlerden korumaktır. Siz bu gençleri korumazsanız siz suçlusunuz.Bir de bu gençlerin önüne yeni genç polisleri koyarsanız yine siz suçlu olursunuz. Provokatör varsa yakalayın kardeşim ne işiniz var sizin. Gençlere çağrım; haklı iken haksız duruma düşmeyin tedbir alın. Bu işlerden bıktık.Umutsuz olmayın bu günler de bitecek. Bu arkadaşlar gidecek. Bu dille bu davranış biçimiyle ülke yönetmek de mümkün değil. Gencecik çocukları siz terörist ilan edemezsiniz bu cıvıklıktır.Ben 80 öncesi dönemde öğrenciydim. Sayın Erdoğan`ın da yaşı var ama o top oynadığı için o dönemi bilmez. Ben içinden geldim. Gençlerin sinirleriyle oynamak doğru değildir. Kaos çıkarmayı marifet bilenlere sesleniyorum bu kaosu yönetemezsiniz."