Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplandı. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararlara ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, zorlu geçen 2020 yılının ardından büyük umutlarla girilen 2021'i yeni bir şahlanış yılı haline getirmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Bu amaçla yılın ilk gününden itibaren bir yandan salgınla mücadeleyi sürdürürken diğer yandan yatırımlara, eser ve hizmet kazandırma çalışmalarına hız verdiklerini belirten Erdoğan, ocak ayında yapılan çalışmaları hatırlattı.
'MİKRO UYDU FIRLATMA TESİSİ KURMA ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK'
Türkiye'nin uzay çalışmalarındaki iddiasının ve gücünün son işareti olan Türksat 5A uydusunu 8 Ocak'ta ABD'den yörüngesine yolcu ettiklerini kaydeden Erdoğan, "İnşallah Türksat 5B uydumuzu da önümüzdeki yaz başında uzaya fırlatacağız. Uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki büyük uydular yerine, düşük maliyetleri ve teknik kolaylıkları sebebiyle daha kısa mesafelerdeki mikro uyduların önemi giderek artıyor. Biz de bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kurma çalışmalarına başladık. İnşallah çok uzak olmayan bir tarihte ülkemizin ve dostlarımızın uydularını kendi tesisimizden uzaya göndereceğiz. Haberleşmeden enerjiye, çevrenin korunmasından savunma sanayine kadar geniş bir kullanım alanına sahip uzay ve uydu teknolojileri konusunda ülkemizi marka haline getirmekte kararlıyız. Bu adımın gençlerimizin 2053 vizyonlarının alt yapısına yapacağımız en büyük desteklerden biri olacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Silvan projesinin GAP'ın en bereketli bölümlerinden birini oluşturduğunu belirten Erdoğan, "İnşallah hem barajı hem tünelleri hem de sulama tesislerinin inşasını hedeflediğimiz tarihlerde mutlaka ama mutlaka tamamlayarak Diyarbakır topraklarını bölge ve ülkemiz için önemli bir kazanç kaynağı haline getireceğiz" dedi.
'REFORMA İHTİYAÇ YOK DİYEN KİŞİ TÜRKİYE'DEN, DÜNYADAN BİHABERDİR'
Türkiye'nin son 18 yılında demokrasi ve ekonomide kesintisiz bir reform gündemine sahip olduğuna dikkat çeken Erdoğan, yıllarca siyasi istikrarsızlıkla, ekonomik krizle, darbelerle vesayet kıskacında bulunan ülkenin ve milletin enerjisini, vaktini, imkanlarını heba edenlerin yol açtığı kayıpları telafi etmek için çok çalıştıklarını anlattı. Bu mücadeleyi, vesayetçilerin, darbecilerin, kriz tüccarlarının nice sinsi tuzaklarına rağmen başarıya ulaştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Tabi reform dediğimiz değişim ve dönüşüm gündemi dinamik bir süreci ifade ediyor. Bizim dönemimiz dünyanın ve Türkiye'nin değişim şartlarına, milletimizin değişen ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre yeni reform gündemleri oluşturmaktır. Her kim artık bu ülkede yeni reforma ihtiyaç yok derse, bilinmelidir ki o kişi Türkiye'den de dünyadan da toplumdan da bihaberdir" mesajını verdi.
Hayatın bir gerçeği olan değişimin dışında kalan veya değişimi doğru istikamette yönlendiremeyen toplumların yaşadıkları acı tecrübeleri ve yıkımların görüldüğünü kaydeden Erdoğan, Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her yerinde köklü siyasi, sosyal, ekonomik çalkantılar yaşanırken Türkiye'nin olduğu yerde çakılıp kalmasının düşünülemeyeceğini dile getirdi.
'HER KESİMİN İHTİYAÇLARINI VE BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYACAK TASLAKLAR ORTAYA ÇIKTI'
Erdoğan, Türkiye'nin yıllarca küresel, siyasi ve ekonomik değişimlerin gerisinde kalıp statükoya teslim olduğu için hep büyük bedeller ödediğini ifade ederken, "İnşallah bu defa küresel siyasi ve ekonomik değişimin önünden giderek kendi inisiyatiflerimizi hayata geçirmek suretiyle hedeflerimize ulaşacağız. Ülkemiz işte bu amaçla bir süredir ekonomiden güvenliğe her alanda bölgesel ve siyasal liderlik politikası izlemektedir. Geldiğimiz noktada yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının artık ertelenemez olduğunu gördük. Bu çerçevede hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını zaten bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reformlarla, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmaları belirli bir seviyeye getirdi. Bu reform paketleri çalışılırken dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin detaylı bir analizi yanında ilgili tüm bakanlıklarımızla, kurumlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşümeler yapıldı. Hazırlık çalışmalarında ortaya konan tespitler ve teklifler çerçevesinde her kesimin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı. Şimdi bu taslakları hem kendi içimizdeki kurumlarımızda, hem de Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla değerlendirerek nihai aşamaya getireceğiz. İnşallah çok yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız" bilgisini paylaştı.
Erdoğan, yasamanın alanındaki konularla ilgili Meclis'te, idari alandaki konularla ilgili de Cumhurbaşkanlığı'nda gereken müşahhas adımların atılmaya başlanacağını söyledi.
'ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM YENİ ANAYASA İÇİN HAREKETE GEÇEBİLİRİZ'
"Esasen Türkiye'de sorunların kaynağının 1960'dan beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır" diyen Erdoğan, ne kadar değiştirilirse değiştirilsin anayasanın ruhuna derç edilen darbe ve vesayet izini silmenin mümkün olmadığını belirtti. Daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunduklarını ve Meclis'te sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilciyle başlatılan bu çalışmaların CHP'nin süreci tıkaması nedeniyle neticeye ulaşamadığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizin bu önemli fırsatı kaçırmış olmasından dolayı üzüntülüyüz. Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir. Anayasa çalışması öyle gizli saklı mahfillerde, terör örgütü ile irtibatlı kesimlerin gölgesinde, ülkesiyle, zihni ve kalbi bağlantısı kopuk isimlerle yürütülebilecek bir iş değildir. Bu çalışmanın milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde, önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz."
2020'DE 250 MİLYON İŞ KAYBI YAŞANDI
Koronavirüs salgınının tüm dünyada tüketimi, üretimi, ticareti, yatırımları, turizmi ve sosyal hayatı derinden etkileyen sıkıntılara yol açtığını söyleyen Erdoğan, yapılan son tahminlere göre; 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkelerin yüzde 4,9, avro bölgesinin yüzde 7,2 ve gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesinin beklendiğini dile getirdi. Bu rakamların yaşanan krizin ne kadar derin olduğuna işaret ettiğini belirten Erdoğan, Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre; 2020 yılında çoğu gençlerden ve kadınlardan oluşan 255 milyon iş kaybı yaşandığını anlattı. Salgın süresince Türkiye'nin direncinin kırılmadığını, tam tersine önüne yeni fırsatların çıktığını kaydeden Erdoğan, salgına karşı hep birlikte topyekun bir seferberlik yürütüldüğünü, hükümetin bu süreçte sağlıktan, sosyal desteklere kadar her konuda vatandaşların yanında olacak adımları attığını ifade etti.
'BÖYLE SÖYLEDİKÇE PARTİN DE DAĞILMAYA BAŞLADI'
Yaklaşık 650 bin emekliyi kapsayan en düşük emekli maaşı ödemesini bin liradan bin 500 liraya yükselttiklerini, sosyal destek kapsamındaki tüm ailelere ilave nakdi yardım yaptıklarını, 80 yaş üstü vatandaşlarımı yakın takibe aldıklarını, ekonomiyi canlandırmak ve istihdamı korumak için geliştirdikleri bir dizi tedbiri kararlılıkla uyguladıklarını anlatan Erdoğan, "Bay Kemal, öyle danışıklı dövüşle öyle gidip de çöp konteynırlarının içerisinden aldatmak suretiyle vatandaşlarımızı işte bak aç, açık sefil, gibi yalan yanlış haberlerle spekülasyonlarla sen bu milleti aldatamayacaksın. Zaten böyle söyledikçe de, bak artık partin artık kendi içinde dağılmaya başladı" dedi.
'7,5 MİLYON KİŞİ 108 MİLYAR LİRALIK ALACAĞI YAPILANDIRMAK İÇİN BAŞVURDU'
Sosyal koruma kalkanı kapsamında bugüne kadar çeşitli kesimlere verilen hibe desteklerinin rakamı 49 milyar lirayı geçtiğini, salgın şartlarına rağmen 2020'de 16 milyonluk turist sayısına ulaşıldığını söyleyen Erdoğan, ihracatçılara destekleme ve fiyat istikrarı fonu kapsamında 2,4 milyar lira destek ödemesi yaptıklarını, Mart 2020'den itibaren belirli sektörler için mücbir sebep hali ilan ederek vergi yükümlülüklerini ve sosyal güvenlik kurumu prim ödemelerini 6 ay ertelediklerini bildirdi. Vergi dairelerine, SGK'ya, gümrük idaresine ve belediyelere ödenecek vergi, pirim, para cezası gibi kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını sağladıklarını kaydeden Erdoğan, "Bu uygulamadan yararlanmak için şu ana kadar 7,5 milyon vatandaşımız 108 milyar liralık alacağı yapılandırmak amacıyla vergi dairelerimize başvurdu" dedi.
1 milyon 240 bin esnafa 3 ay süreyle ayda bin lira desteğin dışında, büyükşehirlerde 750, diğer şehirlerde 500 lira kira desteği ödemesi yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, sadece bu 2 program sayesinde esnaflara 5 milyar liranın üzerinde bir nakdi destek verdiklerini bildirdi.
'VATANDAŞLARIMIZ, TASARRUFLARINDA TÜRK LİRASINA DÖNMEYE BAŞLADI'
Uygulanan ekonomi politikalarının olumlu etkilerinin 3'üncü çeyrekten itibaren makro ekonomik verilere yansımaya başladığını belirten Erdoğan, "Öncü göstergeler 2020 yılını yüzde 1 üzerinde bir büyüme ile kapatabileceğimize işaret ediyor. Son yapılan uluslararası analizler, G-20 ülkeleri içinde 2020 yılını pozitif büyüme ile kapatabilecek iki ülkenin Türkiye ve Çin olduğunu gösteriyor. Ekonominin üretim, tüketim, yatırım harcamaları ve ihracat tarafı oldukça güçlü seyrediyor. Amacımız yatırımların çoğalması, üretim kapasitemizin gelişmesi ve sektörlerimizin rekabet gücünün artmasıdır. Türk lirası dolara karşı yüzde 18, avroya karşı yüzde 16 düzeyinde değer kazanarak gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performansı sağladı. Türk Lirası değer kaybında değil, bakın değer kazanıyor. Türk Lirasındaki güçlenme ve altın fiyatlarındaki gerilemeyle beraber merkezi yönetim toplam borç stokumuz yaklaşık 173 milyar lira azaldı. Vatandaşlarımız da tasarruflarında yavaş yavaş Türk Lirası'na dönmeye başladı. Tüm vatandaşlarıma milletime teşekkür ediyorum" diye konuştu.
'3-5 AÇ GÖZLÜ TÜCCARIN MİLLETİMİZE EKMEĞİNİ ZEHİR ETMESİNE İZİN VEREMEYİZ'
Ekonomide sorunlu alanların olduğunu bildiklerini, yüksek enflasyonun hem üretici hem tüketici cephesinde oluşturduğu tahribatın farkında olduklarını ifade eden Erdoğan, gıda fiyatlarıyla ilgili şunları söyledi:
"Gıda enflasyonu, önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir. Gıda ürünlerinde tarla veya fabrika ile market arasındaki fiyat farklarının ekonomik süreçler ve gerekçelerle izah edilemeyecek seviyelere çıkması milletimizle birlikte bizi de rahatsız ediyor. Nitekim bugün yine gündemimizin en önemli maddelerinden bir tanesi oydu. 3-5 aç gözlü tüccarın milletimize ekmeğini ve aşını zehir etmesine izin veremeyiz. Bununla birlikte hükümet olarak görevimizin meseleyi tüm boyutlarıyla incelemek ve ona göre tedbir almak olduğu açıktır. Sıkıntının kaynağına indiğimizde kimi tüccarların aç gözlülüğü yanında, uluslararası alanda gıda fiyatlarında yaşanan yükselişi, bununla birlikte kuraklığın ve yapısal sorunların etkilerini de görüyoruz. Kuraklığın bazı bölgelerde üretimi düşürmesi, Çin ve Hindistan gibi yüksek nüfuslu ülkelerin ürün taleplerinin artması, tüm dünyada gıda fiyatlarını hareketlendirmiştir. Özellikle uluslararası piyasalarda ayçiçeğinde 2 kata varan, soya fasulyesinde yüzde 50'yi, buğday ve mısırda yüzde 40'ı bulan fiyat artışları yaşanıyor. Avrupa ve Amerika'daki boş market görüntülerinin gerisindeki sebeplerden birisi de budur. Türkiye'de aldığımız tedbirler ve kendi üretim gücümüz sayesinde böyle görüntülerin ortaya çıkmasına müsaade etmedik ve etmeyeceğiz."
'GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl verdikleri 22 milyar liralık destekle tarımsal üretimin kesintisiz devamını sağladıklarını bu sayede bitkisel üretimin bir önceki yıla göre 7 milyon ton artışla 124 milyon tonun üzerine çıktığını ve Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını belirtti. Bu yıl da 24 milyar liralık bir tarımsal destek ödemesiyle üretimin sürmesini temin edeceklerini kaydeden Erdoğan, "Çiftçilerimizin ekmeye, biçmeye, üretmeye devam etmesi için onları artan girdi maliyetlerinden koruyacak tedbirleri de alıyoruz. Yılın ikinci yarısında dünyadaki gelişmeler ve ülkemizde aldığımız tedbirler çerçevesinde gıda fiyatlarındaki oynaklığın azalacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte kuraklığın etkilerini ve gıda fiyatlarındaki artışı yakından takip ediyoruz. Öncelikle gıdada piyasa gözetimini ve denetimini kararlılıkla uygulamaya devam edeceğimizin altını çizmek istiyorum. Nitekim gıda komitesi harekete geçerek üretimden perakendeye kadar zincirin halkalarını değerlendirmeye ve gereken tedbirleri almaya başladı. Erken uyarı sistemi kurarak çok hızlı ve etkin bir karar alma mekanizması oluşturacağız. Rekabet Kurulu'nu da etkin bir şekilde harekete geçireceğiz. Tarımsal üretimle ilgili kronik sorunların çözümü hususunda 2019 yılında düzenlediğimiz Tarım ve Orman Şurası'nda alınan kararların uygulanmasına hız vereceğiz" dedi.
ÖZEL SEKTÖRE İSTİHDAM ÇAĞRISI
Salgın tedbirlerinin iş gücü piyasasını menfi etkilediğini hatırlatarak istihdamın artırılması için özel sektöre çağrıda bulunan Erdoğan, "Gelin, bu işi daha önce yaptığımız gibi bir seferberliğe dönüştürelim. Kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere bu konuda atacağımız vizyoner adımlarla dünyaya örnek olalım. Her türlü teklife açığız. Tüm hazırlıkları masaya koyalım, hep birlikte tartışalım, en iyisi neyse, yarınlarımız için bir an evvel onu hayata geçirelim. Bu ülke bizim. Hepimizin. Ayağa kalkarsak hep birlikte kalkacağız. Ama unutmayın ki kaybedersek hep birlikte kaybedeceğiz. Ben kaybetmeye inanmıyorum. Bu noktada ülkemizin ve milletimizin kazanacağına inanıyorum. 2021'i salgın sonrası dönemin hazırlık yılına hep birlikte çevirelim. Buna mani hiçbir şey yok. Bunları aşacağız. Dünya aşı bulamazken bizde bu sıkıntı da yok ve burada çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Enflasyon hedefine birlikte ulaşalım. Ülkemizi 2023'e inşallah hedeflerini gerçekleştirmiş olarak ulaştıralım" diye konuştu.
'DIŞARIDAN AŞI TEDARİKİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ŞÜPHELİDİR'
Kabine'de salgın tedbirlerini yeniden gözden geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Aşı çalışmalarının hızla sürmesi, önümüzdeki dönemi görmemiz bakımından önemlidir. Sahadaki aşı uygulaması belirlenen öncelikler doğrultusunda sürüyor. Covid-19'un mutasyona uğraması herkes gibi bizim de işimizi zorlaştırıyor. Buna rağmen Allah'ın izni ile bu küresel sağlık krizinin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Dışarıdan aşı tedarikinin sürdürebilirliği şüphelidir. Dünyada bu konuda yaşanan ve giderek ayyuka çıkan kriz, bize yerli aşı çalışmalarına hız vermemiz gerektiğini gösteriyor. Salgınla mücadelede en kritik hususlardan biri olan yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz mart ayından bu yana süren bu salgın tedbirlerinin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkilerini de gayet iyi biliyoruz. Bunların değerlendirmesini, kazanımlarımıza halel getiremeyecek şekilde sürekli yapıyoruz. Bilim insanlarımızın görüşleri yanında milletimizin her kesiminden gelen seslere de kulak veriyoruz" ifadelerini kullandı.
'KISITLAMALARIN KADEMELİ GEVŞETİLMESİYLE İLGİLİ TAKVİMİ BAŞLATMAYI PLANLIYORUZ'
Erdoğan, Kabine'de koronavirüs tedbirlerinin kademeli olarak gevşetilmesi noktasında alınan kararıları, şöyle sıraladı:
"Uzaktan eğitim öğretimin temeli olan internete erişimlerindeki sınırlılığı da dikkate alarak, köy okullarında 15 Şubat'ta eğitim öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Ancak, okulların açıldığı köylerde vaka artışı yaşanması halinde eğitim öğretime yeniden ara verilebilecek. Bunu da özellikle söylemek zorundayım. Çünkü bizim için Covid hepsinden çok daha tehlikeli, Allah muhafaza çok daha önemli. Bizim yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz. Onun için de her türlü tedbiri almak durumundayız. 8 ve 12'nci sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim öğretimin 1 Mart'tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak. Vaka sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart'tan itibaren il bazında eğitim öğretimin kademeli başlaması için gereken çalışmalar da yürütülecek. Yine vakaların belirli sayının altına düşmesiyle birlikte esnaflarımıza yönelik kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesi ile ilgili takvimi de başlatmayı planlıyoruz. Bu vesileyle belediyelerden ve organize sanayi bölgeleri yönetimlerinden il hıfzıssıhha kurulu kararlarının uygulanması konusunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum. Yaklaşık 11 aydır sabırla ve metanetle tedbirlere riayet eden milletimin her bir ferdine yine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum."