AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "üç milletvekilinin, CHP`den saray operasyonuyla istifa ettirildiği" iddiasına yönelik, "Başınıza taş düşse saraydan biliyorsunuz, Allah akıl fikir versin. Kasetle genel başkan olup, 11 yılda 10 seçim kaybedip halen istifayı düşünmemek de mi sarayın operasyonu ve iddiası?" dedi.
Turan, Meclis`te düzenlediği basın toplantısında, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel`in CHP`den istifası konusunda değerlendirmelerde bulundu.
CHP`li yöneticilerin, "üç milletvekilinin saray operasyonuyla istifa ettiğini" dile getirdiğini hatırlatan Turan, bu ithamları, "siyasi zeka yoksunluğu şeklinde tanımlanacak bir acizlik" olarak nitelendirdi.
Turan, gelişmelerin CHP`nin ana muhalefet partisi bile olmayı hak etmediğini, topluma umut veren bir parti haline gelmediğini gösterdiğini ifade ederek, "Normal şartlarda iktidarın vekil istifalarıyla, oy kaybıyla gündeme gelmesi gerekmesine rağmen maalesef ana muhalefet partisinin sürekli sorunlarla, vekil istifalarıyla gündeme gelmesini ibretlik bir tablo olarak nitelendiriyoruz." dedi.
"Tam bir acziyetlik örneği"
Bülent Turan, CHP`den istifa eden üç milletvekilinin, "CHP`nin Atatürk`le alakası kalmadığı, Atatürk`e hakaret eden kim varsa CHP`de yönetimde görev almaya başladığı ve HDP`nin, PKK`yla arasına mesafe koymayan bir parti haline geldiği" yönündeki eleştirilerine işaret ederek, "CHP`nin, hiçbir milli meselede ülkesinin, devletin yanında yer almamasını eleştiriyorlar. Soruyorum, bu üç iddialı konunun içinde sarayla irtibatlı olan neresi var? Bunlara cevap vermek yerine, `saray operasyonu` tarzı ithamlarda bulunmaları aslında geldikleri acziyetin en güzel fotoğrafı." dedi.
Daha gerçekçi analiz yapılması ve ders alınmasının önemini dile getiren Turan, şöyle devam etti:
"İnsan vekillerini ikna eder, istifayı engellemeye çalışır ama bunların vekillerinin iddialarını anlamak, istifalarını engellemeye çalışmak yerine tam tersine sorunu; güya saray diye itham ettikleri, milletin evi diye düşündüğümüz, milletin helal oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanının çalışma ofisine atıfla yürütmeleri tam bir acziyetlik örneği. Kendi vekillerinin istifasından sonra `Saray sorumludur.` demek, bir bakıma `Biz iktidarsız siyasetçileriz.` demektir. `Biz kendi partimizi yönetemiyoruz, başkaları bizi yönetiyor.` demektir. Başınıza taş düşse saraydan biliyorsunuz, Allah akıl fikir versin.
Üç milletvekilinin istifasını saray organize etmişse, sarayın talimatıyla olmuşsa o zaman sormak isterim, son iki ay içinde 50 civarında taciz iddiasına CHP`liler yine saray operasyonu mu diyecekler? Atatürk`ü, `Atatürk diyemem.` diye eleştiren il başkanı atamasını saray mı yaptı? Yolsuzluktan alınan belediye başkanlarını saray mı atadı? `PYD terör örgütü değildir, komşumuz olsun.` diyen genel başkan yardımcılarını saray mı atadı? Yalova`da 350 partili, CHP`den istifa etti. Bunu da saray mı organize etti? Kasetle genel başkan olup, 11 yılda 10 seçim kaybedip halen istifayı düşünmemek de mi sarayın operasyonu ve iddiası?"
Ülkesinin değerleriyle savaşan, kavga eden bir CHP`nin inşa edildiğini belirten Turan, "Aklıselim her solcu, sosyal demokrat, altı oku kendisine şiar edinen her insan bilir ki son yıllardaki Atatürk`ün, İnönü`nün partisinden hatta Baykal`ın partisinden çok farklı bir CHP inşa edildi. Atatürk`e, `Atatürk demem.` diyen bir il başkanının olduğu partiyi hiç kimse altı okun sahibi olarak değerlendirmesin." diye konuştu.
Mevlana`nın, "Sorunun kendinden olduğunu anlamayan, çözümü başkalarının huzurunu kaçırmakta bulur." sözünü anımsatan Turan, "Şu anki tablo tam da bu. Sorun kendilerinden ama bizim huzurumuzu kaçırarak güya sorunu çözecekler. CHP, geldiği bu yerde utanmaz bir tavır içinde. ya hatalarıyla yüzleşecek ya da yüzsüzleşmeye devam edecek." değerlendirmesini yaptı.
"Meseleye daha teknik bakılmasında fayda var"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Turan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulup uyulmamasına ilişkin tartışmalarla ilgili soruya şu cevabı verdi:
"Türkiye bir hukuk devletidir. AİHM, o açıklamasında `Demirtaş terörist değildir. Beraat etsin. Suçsuzdur.` demiyor. Usule ilişkin bazı itirazlar, OHAL döneminde yapılan incelemeler ve kararlar var. Bunu eleştiriyor. Buna ilişkin kararları Türkiye`nin kendi yargısı verecektir. Biz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin altına imza atan bir ülkeyiz. Tabii ki gereğini yapacağız. Ama gözden kaçırmayın, Demirtaş`ın, AİHM kararındaki iddia konusuyla şu an tutuklu bulunduğu davanın iddia konusu bambaşka. Zannediyorlar ki AİHM, şu an devam eden davadan kaynaklı `Hemen bırakın.` demiş. Hayır. AİHM`nin itiraz ettiği kararla şu an Demirtaş`ın tutuklu olduğu karar birbirinden farklı konular. Bir dava yok ki, birkaç dava var. Bu yüzden meseleye daha teknik bakılmasında fayda var."
Turan, Meclis gündemine ilişkin soru üzerine, TBMM`nin, gelecek hafta çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. Genel Kurulda uluslararası sözleşmelerin uygun bulunmasına ilişkin birçok kanun teklifinin ele alınacağını aktaran Turan, daha önce nihayete eren araştırma komisyonu raporlarının görüşüleceğini, Kişisel Verileri Koruma Kurulu`na üye seçiminin gündeme geleceğini kaydetti.
Turan, Genel Kurul`da daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi`nin görüşmelerine başlanacağını bildirdi.
Yargı ve ekonomi reformuna ilişkin düzenlemenin Meclis`e ne zaman sunulacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Turan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan son Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül`ün yargı reformu konusunda uzun bir sunum yaptığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzlerce sayfalık bir metni, tüm tarafların dinlenmesinden kaynaklı ifadelerini ortaya koydu. Hukukçu vekillerimiz, grup yönetimimiz, ilgili bakanlık bürokratları, genel merkezimiz hepsi beraber yoğun şekilde bu iddiaların, taleplerin, paketlerin; kanun teklifi, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve bazılarının idari karar haline gelmesini takip ediyorlar. Şu an kaç madde var, tabii ki bunu bilmiyorum. Çünkü bu çalışmalar, nihayetinde tüm tarafların kabul ettiği, herkesin `Evet` dediği konular olacak. Herkesin ilgileneceği, mutlu olacağı adımlar atmak istiyoruz. Yargı reformu, AK Parti`nin ruhuna da Cumhur İttifakı`nın ruhuna da Türkiye`nin geldiği yerde tekrar sıçrama iddiasına da zemin hazırlayacak. İstiyoruz ki daha güvenilir, daha hızlı, insan haklarının daha merkezde olduğu bir yargı tekrar hepimizin gündeminde olsun."
Turan, partilere çağrıda bulunarak, "Biz zaten hazırlığımızı Cumhur İttifakı olarak MHP`yle birlikte yapıyoruz. Ama daha ötesinde tüm partilerin konulara ilişkin ifadelerini, yaklaşımlarını almak isteriz." dedi.
"Yargı reformunu siyasi partilere götürecek misiniz?" sorusu üzerine Turan, bütün önemli konuları, kanun tekliflerini, iddia edilenin aksine diğer partilere götürmekten keyif aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi`nin yürürlüğe girmesinden sonra diğer partilerle ilişkilerinin daha da arttığını dile getiren Turan, diğer partilerin düşüncelerini almayı siyasi görev bildiklerini ifade etti.
Turan, başka bir soru üzerine, Siyasi Partiler Kanunu`nda değişikliğe ilişkin kanun teklifi konusunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı`nın başkanlığında oluşturulan komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü, çalışmalarının son aşamaya geldiğini, kısa süre içinde diğer partilerle paylaşılabileceğini açıkladı.
Hayvan hakları düzenlemesi
Turan, başka bir soru üzerine, hayvan haklarının korunmasına ilişkin kanun teklifinin, uzun süredir gündemlerinde olduğunu belirterek, "İnsani ve vicdani sorumluluk olarak kamuoyunun beklentileri doğrultusunda aklıselimle bir çalışma yapıyoruz. Teklifimizde, hayvanlara karşı işlenen bazı fiillerin suç kapsamına alınması, hayvanlara hukuki zeminde mal, eşya olarak değil de can olarak bakılması kanun önünde sağlanması en büyük görevimiz. Bu konuda son aşamaya geldik. Ümit ediyorum, gecikmeden kanun teklifi haline getireceğiz." diye konuştu.
AK Parti kongre sürecine ilişkin soruyu da cevaplayan Turan, "Kongreler, teşkilatlarımızın bir anlamda check-up`ının yapıldığı, başarılı, başarısız değerlendirmelerinin yapıldığı, yönetimlerin güçlendirildiği çok özel dönemdir. AK Parti, kurulduğu günden bugüne kadar bu süreçleri en iyi yöneten partilerden biri. Şu anda yüzde 50 oranında değişiklik olan, bunları kavgasız, gerginlik olmadan başarabilen özel bir partiyiz. Şubat ayı içinde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerin de kongrelerini yapacağız. Çok gecikmeden büyük kongremizi yapmaya çalışacağız." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sinan Uslu