İçişleri Bakanlığı`nca acil çağrı numaralarının tek bir numarada toplanması için 2015`te başlatılan çalışmalar kapsamında belirlenen ilk pilot illerden birisi Kahramanmaraş. Ambulans, jandarma, AFAD, itfaiye ve orman yangını ihbar hatlarının tek bir numarada bir araya getirildiği Kahramanmaraş 112 Acil Çağrı Merkezi, geride bıraktığımız 2020 yılını yoğun geçirdi.
112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Akın Ozan, daha önce 112`ye gelen çağrılarda olayla ilgili gerekli tüm detayları ihbarcıdan aldıklarını, buna göre ambulans dışında kolluk kuvvetleri ile kurtarma ekiplerinin de sevk edildiğini belirtti. 2015`in sonlarına doğru kurulan merkeze yapılan çağrıların büyük bir çoğunluğunun asılsız olduğunu ancak yaptıkları çalışmalarla asılsız sayılarını düşürdüklerini kaydeden Ozan, şunları söyledi:
"2016`da aldığımız çağrıların yüzde 12`si asıllı, yüzde 88`i asılsızdı. 2020`de ise bu oranlar yüzde 47 ve yüzde 53`e geldi. Yani bizi arayan insanlar artık yüzde 47 asıllı çağrılar vermeye başladı, yüzde 53 hala asılsız. 2020 yılında 1 milyon 405 bin çağrı var ancak 434 binini ayırıyoruz. Bunlar, bizi arayan kişiler `Acil çağrı merkezi, konuşmalarınız kaydedilecektir` sesini duyduklarında kapatılıyor. Dolayısıyla biz bunlara bakmıyoruz. Ancak bize düşen 971 bin çağrıdan 451 bin tanesi vaka olarak gelmiş. Geriye kalan 510 bini asılsız çağrı ancak bunların içerisinde bir vaka için birden çok arama, danışma amaçlı arama ve çocukların araması da var."
Kanunen asılsız çağrı yapmanın suç olduğunu ve bunun da karşılığında ceza yazma haklarının olduğunu belirten Akın Ozan, özellikle bazı kişilerin tüm uyarılara rağmen asılsız aramaya devam etmesi nedeniyle 2020`den itibaren ceza yazmaya başladıklarını söyledi. Ozan, "2019 sonunda kadar bir yaptırım uygulamadık ancak 2020`de ceza yazmaya başladık. 2020`de 26 kişiye Kabahatler Kanunu`ndan 379`ar lira idari para cezası yazdık. Ancak 4`ü ikinci defa asılsız çağrıda bulunca bu kişilere 758`er lira daha para cezası yazıldı. 2020 yılında toplam 12 bin 886 lira idari para cezası yazıldı" dedi.
Bu yıl yeni binaya taşınacaklarını ve bu binada tek eksik kurum olan emniyeti de bünyelerine katacakların ifade eden Ozan, en çok muzdarip oldukları konuların başında çocuklar olduğunu söyledi. Çocukların anne ve babalarından aldıkları telefonlarla bilerek ya da yanlışlıkla 112`yi aradıklarını ifade eden Ozan, "Bu aramalar, ihtiyacı olan insanların zor da kalmasına, bizim çağrıları zamanında alamamamıza ve o insanların belki de ölmesine sebep olacak. O yüzden benim Kahramanmaraş`tan ve tüm Türkiye`den istirhamım, 112 acil çağrı merkezlerini boş yere meşgul ve işgal etmesinler" diye konuştu.
Çağrılara bakanlar ise hem asılsız çağrılardan hem de gereksiz isteklerden muzdarip. 112`ile alakası olmayan birçok ilginç çağrı ve talep aldıklarını belirten Halil İbrahim Büyükses, bir kişinin `İneğim hasta oldu ambulans gönderir misiniz?` şeklinde talepte bulunduğunu söyledi. Bir diğer 112 çalışanı Leyla Akdağ ise 1.5 yıldır burada görev yaptığını belirterek, "Vatandaşlarımız 112`yi aradıklarında ilk çağrı bize düşer. Adres bilgilerini alıp ilgili birimlere aktarırız. Asılsız çağrılar dışında ilginç taleplerde alıyoruz. Mesela bir vatandaşımız internet paketi olmadığını belirtip bizden trileçe tarifesi istemişti. Bir defasında da vatandaşımız arayıp `Benim kızım, çocuğum çok hasta ölüyor. Lütfen acil ambulans gönderin` demişti. Adres bilgilerini alıp ekipleri yönlendirdik. Meğer kedisi hastaymış" diye konuştu.
Çağrı merkezinde çalışıp da ilginç bir çağrı almayan kişinin olmadığını belirten Emine Şule Bunsuz ise, "Birçok ilginç çağrı alıyoruz. Bir hanımefendi arayarak halı yıkadığını belirtip itfaiye istediğini söylemişti. Biz amcamız `Paça içtikten sonra şekerimi ölçebilir misiniz?` diyerek ambulans istemişti" dedi.
112 Acil çağrı Merkezi`ndeki sağlık biriminden sorumlu doktoru Mustafa Ertuğrul Eskalen de 112`nin hayati önem taşıyan bir numara olduğunu, bu nedenle gereksiz aranıp meşgul edilmemesi gerektiğini söyledi. Kendi birimlerinde çalışan personelin bir kişinin başına gelebilecek olaylarla ilgili nasıl müdahale edileceği noktasın bilgisi olan eğitimli personellerden oluştuğunu kaydeden Eskalen, özellikle pandemi döneminde ilginç sorularla karşılaştıklarını söyledi. Eskalen, "Koronavirüsün yeni başladığı dönemlerde bir vatandaşımız aramıştı. Üst kattaki komşum koronavirüs tanısı almış. Yemek yediği sofrayı balkondan aşağı silkeliyor bahçedeki tavuklar da bu kırıntıları yemiş. `Ben de o tavukları kestim yedim korona olur muyum?` gibi bir soruyla karşılaştık. O yoğun dönemde bazen bize iş yükü olsa da yüzümüzü güldüren ilginç sorular oldu. `Evime yarasa girdi korona olur muyum?` diye soranlar oldu. `Ayşe`m doğum yaptı` şeklinde çağrı düşüyor. Arkadaşlar insan doğum yaptığını düşünerek ambulans çıkardılar ama meğerse vatandaşımızın ineği doğum yapıyormuş" diye konuştu.
Kış aylarında kapanan yolu açtırmak adına asılsız ihbarlarda bulunanlarla da karşılaştıklarını ifade eden Mustafa Ertuğrul Eskalen, "Bizim başımızı en çok ağrıtan şeylerden birisi ise, kar yağdığı zaman uzak köylerimizin yolları kapanabiliyor. Vatandaşlarımız da yolu açtırmak için asılsız ihbarlarda bulunuyorlar. `Doğum yaptı, kalp ve göğüs ağrısı var` gibi acil durumları olduğunu söylüyorlar ama olay yerine ulaştığında ekiplerimiz ihbarın asılsız olduğunu, meğerse yolu açtırmak için bizi çağırdıklarını tespit ediyor. Böyle durumlarda da biz gerekli yerlere bildiriyoruz çünkü bu asılsız ihbarın sonuçta bir yükümlülüğü ve cezası var" dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ömer KOÇ