Barbara Nadel?in yazısından bazı satırlar şöyle: ?İstanbul?u yıllar önce ilk gördüğümde hayatımın aşkıyla karşılaşmış gibi oldum. Galata Köprüsü?nün kuzey ucundan Haliç?in üzerinden ?eski şehir? olarak bilinen yere bakıldığında, manzara demir grisi bir kış gününde bile nefes kesicidir. Haliç ve Boğaz?ın sularının üzerinde yükselen Topkapı Sarayı ile Ayasofya, Sultanahmet ve Süleymaniye Camii... İstanbulkart seyahat kartımı cebimden çıkarmakla birlikte buz gibi havada eski şehrin merkezine doğru yürüyorum. Bu çıldırtan şehirde geçen kitaplar yazabildiğim için şanslıyım. Eminönü?nden Sultanahmet?e doğru yokuş çıkarken, Gülhane Parkı ile Osmanlı İmparatorluğu?nun yüce Babıali?si arasından geçiyorum. Bu mekanlar popüler Türk dizilerinden ?Muhteşem Yüzyıl?ı hatırlatıyor. Galata Köprüsü?ne döndüğümde aklım daha önce orada gördüğüm adama takılıyor. Eski bir arkadaş mı yoksa ünlü biri mi? Yoksa uzun süre önce ölen büyükbabam mı? Büyülü huzur şehrinde her şey mümkün...?