SİVAS`ta, rehabilitasyon merkezinde fiziksel ve zihinsel engelli öğrencilere örgü ile terapi uygulanıyor. Eğitim merkezi öğretmeni Ecem Mine Hastaoğlu`nun örgü terapisiyle zihinsel ve fiziksel engeli olan öğrencilerin birbirleri ve aileleri ile kaynaşarak, sosyalleşmeleri ayrıca fiziksel ve ruhsal olarak kendilerini geliştirmeleri hedefleniyor.
Kent merkezinde Üçlerbeyi Mahallesi`nde bulunan Pusula Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde fiziksel ve zihinsel engeli bulunan öğrencilere fiziksel terapi ve çeşitli eğitimlerin yanı sıra `Waldorf` yaklaşımı ile eğitim veriliyor. Çocuk Gelişimi Eğitimcisi Ecem Mine Hastaoğlu (30) çalıştığı eğitim merkezindeki öğrencileri için bir araştırmada bulundu. Yurt dışında kullanılan bu yaklaşımı biraz araştırdıktan sonra kendi öğrencilerine de uygulamaya karar verdi öğrencilerinden ve ailelerin tepkilerinden olumlu sonuçlar alan Hastaoğlu bu yaklaşımla öğrencilerinin gelişimlerine katkı sağlamaya başladı.
`BİLİŞSEL VE FİZİKSEL OLARAK BÜYÜK KATKILARI VAR`
Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi Ecem Mine Hastaoğlu, "Yurt dışında anaokullarında kullanılan waldorf yaklaşımı var. Bu yaklaşımı Sivas`ta Pusula Özel Eğitim Merkezinde uyguluyorum. Waldorf yaklaşımı ile çocukların yeteneklerini, işbirliği içerisinde arkadaşlarla uyumlarını sürdürmelerini sağlıyoruz. Amaç, eğitimi sanata dönüştürürken, çocukların biriyle rekabet etmektense birbirine saygı duyarak, yardımlaşma halinde birlik ve beraberliği güçlendirmek. Bizler bu yaklaşımı benimseyerek çocuklarımızın hayal güçlerinin uyarılması ve yeteneklerinin ortaya çıkmasını hedefliyoruz. Türkiye`de Antalya ve İstanbul`da bu yaklaşım kullanılıyor. Örgünün çocuklara bilişsel ve fiziksel olarak büyük katkıları var. Eğitmekte olduğumuz çocuklar özel çocuklar ve bu çocukların fiziksel ve zihinsel problemleri olduğu için hem fizik eğitimi veriyoruz hem çocuklar hobi ediniyor. Günlük yaşam becerileri olarak hem ailelerine katkıları oluyor, hem üretiyorlar hem de terapi oluyor. Velilerimizin tepkileri çok olumlu ve bu bizi mutlu ediyor. Kullandığımız ürünlerin hepsi doğal ürünler" dedi.
`NESNELERİ KAVRAMAYA BAŞLADILAR`
Merkezin fizyoterapisti Ömer Seyran (35) ise "Burada fiziksel çalışmalar dışında öğrencilerimize ahşap boyama ve örgü gibi el becerilerine dayalı birçok etkinlikler yapmaktayız. Bu çalışmalar öğrencilerimizin ince motor becerilerine katkı sağlıyor. Bununla ilgili yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar elde ettik. Fiziksel engelli ve tutma bırakma sorunları yaşayan çocuklarda yapılan aktiviteler yardımıyla bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Nesneleri kavramakta güçlük çeken öğrencilerimiz yaklaşık 3 ila 6 ay süren eğitim sonucunda kavrama özelliğini kazanıyor. Bazı tutamadığı, kavrayamadığı nesneleri artık tutup kavrayabilir hale geldiğini gözlemledik. Velilerimizden aldığımız geri dönüşlerimiz olumlu yönde. Ancak pandemi sebebiyle çok fazla katılım sağlanmıyor" diye konuştu.
`ÖRGÜ ÖRMENİN HEYECANLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM`
3 aydır merkezde ders alan öğrencilerden Özlem Evcioğlu(12), "Burada örgü örüyoruz, etkinlik yapıyoruz ve ders yapıyoruz. Örgü örmeyi seviyorum. Başta zor oldu, sonra kolaylaştı. Örgü örmenin heyecanlı olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
WALDORF EĞİTİM SİSTEMİ
Waldorf yaklaşımı Avusturya asıllı filozof ve eğitimci Rudolf Steiner tarafından 1919`lu yıllarda geliştirildi. Steiner`a göre her çocuğun bir potansiyeli vardır ve bu potansiyel uygun koşullar sağlandığında ortaya çıkar. Bunun için de acele etmeye gerek yoktur. Bu düşüncesini desteklemek için, bir Afrika atasözünü dile getiren Steiner, "Otlar çekince daha hızlı uzamaz" diyerek bu görüşünü bahçıvanın bir çiçeğin açmasını beklemesine benzetir. Steiner`ın düşüncesine göre eğer öğrenmenin tohumları verimli topraklara ekilirse, zengin bir hasat dönemi de sürpriz olmayacaktır. Waldorf yaklaşımı, çocuğun sağlam bir öğrenme sevgisi oluşturmasının, gelecekte ihtiyacı olan akademik becerileri geliştirebilmesinin bir önkoşulu sayar. Waldorf eğitim sisteminde çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki, fiziksel ve zihinsel açıdan dengeli ve çok yönlü gelişimleri amaçlanır. Çocukların sanat, müzik, hareket ile öğrendikleri; keşfederek, deneyimleyerek yaşantılarını zenginleştirdikleri düşünülür ve birbiriyle rekabet etmektense birbirlerine saygı duyup yardımlaşarak toplumsal aidiyet duygusu edinmeleri teşvik edilir.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı