Yapılan bir araştırma, akıllı telefon sahibi olma yaşının 15`in altına düştüğünü gösterdi. Bu yaştan itibaren gençlerde ise akıllı olmayan telefon kullanımı yok denecek kadar az. 4 kişilik bir ailede akıllı telefon sayısı en az 4`e ulaşıyor ama birinin daha düşük modelli, yani akıllı olmayan telefon kullanımı mevcutsa, o kişi anneler oluyor. Annelerin, çocuklarının istediği telefonu almak için hakkından vazgeçtiği görülüyor. Hatta anneler evin giderlerinden kısıp evladının telefon alması için yaptığı birikime katkı bile sağlıyor.
Gençlerin marka merakı da en fazla telefonda ortaya çıkıyor. Ünlü marka akıllı telefonu tercih etme oranı yüzde 67,7`ye kadar yükseliyor. Gençlerin yüzde 19,9`u deyim yerindeyse yemiyor, içmiyor ama akıllı telefonunu alıyor. Yani, harçlıklarından biriktirip telefona yatırıyor. Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güney Nair`in yönettiği araştırmaya katılan 537 gencin yüzde 20 gibi yüksek orandaki bölümü, ailesinin asgari ücret seviyesindeki gelirine rağmen yüksek bedelli telefon sevdasından vazgeçmemiş.
Görüşülen gençlerin yüzde 46`sının ailesi asgari ücret ve biraz üzerinde gelire sahip. Yüzde 19,9`unun ailesi asgari ücretin de altında bir gelirle yaşıyor.Hanedeki telefon kullanım çeşitlerine bakıldığında, annelerin fedakârlığının yanı sıra otoriter oldukları da görülüyor. Çünkü telefon kullanımını daha çok anneler denetliyor. Gençler de babalarından çok annelerinin uyarı ve yönlendirmelerini dikkate alıyor. Gençler telefonlarında bazı şeyler gizliyor ama ailelerin kendilerine güvendiğini, bilgileri dışında telefonunu kontrol etmediğini, yüzde 26`sı gizlice kontrol olduğunu düşünüyor. Gençlerin yüzde 8,9`u annesinin, yüzde 3,5`i babasının, yüzde 7,8`i de her ikisinin telefonu karıştırdığını tahmin ediyor. Bir de `meraklı` kardeşler var tabii!..
Gençlerin telefon kullanımı da aile içinde sıkıntı oluyor. Yüzde 77,8`i ailesi tarafından uyarılırken, bunların yüzde 12,5`i uyarıyı dikkate almıyor ve aile ile genç arasında sorun yaşanıyor. Bazı gençler ise okulda öğretmenlerince uyarılıyor, hatta ceza alıyor. Çocuklar derste en çok mesajlaşıyor ya da oyun oynuyor.
Gençler cep telefonuyla ilgilendiklerizamanı, `3 saatten fazla` diye tarif ediyor. En tehlikelisi de kendilerini `telefonkolik` veya `telefon bağımlısı` olarak tanımlaması. Hatta bu gençler, herhangi bir sebeple telefonsuz kaldığında mutsuz, yalnız ve kaygı hissettiklerini ifade ediyor.
Türkiye gazetesinin haberine göre Doç. Dr. Güney Nair, araştırmada gelinen noktayı yorumlarken "Teknolojiye bağımlı bir gençlik yetişiyor. Ailelerin aylık ekonomik gelir açısından çok da rahat şartlara sahip olduğunu söylemek mümkün değil. Elde ettiğimiz cep telefonu edinme-kullanma oranları ile ailelerin aylık ekonomik gelirleri karşılaştırıldığında ürettiğinden fazlasını tüketme konusunda düşündürücü sonuçlarla yüzleşiyoruz" diyor. Nair`in verdiği bilgiye göre gençlerin yüzde 53,4`ü teknoloji geliştikçe cihazları yeniliyor, interneti hayatlarının önceliğine koyuyorlar. Bir anlamda teknolojiye çok duyarlı, hatta bağımlı bir gençlik yetişiyor.
Telefon alınırken, parayı evin gelirini sağlayan baba verse de, annelerin katkısı çok büyük. Anneler ise bir taraftan kendisi düşük model ve sadece konuşma ihtiyacını gideren telefon kullanmaya razı gelip evladına son model telefon alınmasına katkı yapıyor. Hatta bu katkıyı mutfak masrafından kısarak da sağlıyor. Veriler annesine akıllı telefon aldıranların oranının yüzde 9,1`i buluyor. Çalışıp, harçlık biriktirip telefon alanların oranı da yüzde 19,2`ye ulaşıyor. Ailede en düşük akıllı telefon sahipliği de annelerde. Annelerin sadece yüzde 6,9`unun akıllı telefonu bulunuyor.