AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6`sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, gazeteci Ercan Gün son savunmasını yaptı. Yaklaşık 4,5 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Ercan Gün, "Hrant Dink, tek amacı haber yapmak olan meslektaşının sanık sandalyesinde oturmasına rıza gösterir miydi? Meslektaşımın söylediği gibi, şimdi `güvercin tedirginliğinde` hakkımda verilecek kararı bekliyorum" diyerek beraatini talep etti.
ERCAN GÜN SAVUNMA YAPTI
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen duruşmada, tutuksuz sanık eski Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz hazır bulundu. Bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada, mütalaada "Cinayetin işlendiği süreç öncesinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü`nün yayın organı Zaman gazetesinde, sonrasında TGRT-FOX kanalı muhabir olarak görev yaptığı" ifade edilerek "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen sanık Ercan Gün savunma yaptı. Gün, "FOX TV`de emniyet muhabiri olarak çalışmaya başladıktan çok kısa süre sonra Hrant Dink`in öldürüldü. Bunun üzerine işimi yaptım, bir gazeteci olarak konuyu araştırdım. Bütün emniyet muhabirleri gibi çalıştım" dedi.
GÖRÜNTÜLERİ TOPLANTIDA ALDIĞI İDDİASINI YALANLADI
Sanık Ercan Gün, Ogün Samast`ın Türk bayraklı fotoğraflarının 21-23 Ocak 2007 tarihlerinde yayın kuruluşlarında yayınlandığını belirterek "Bunların ardından televizyonda rutin toplantılar yaptık. Genel yayın yönetmeni bu yayınlanan fotoğrafların bir videodan alınan ekran görüntüleri olabileceğini ve tüm haber merkezi muhabirlerine görüntüleri bulmasını söyledi. Samsun emniyeti 5 Şubat 2007`de, bu görüntüleri basına servis edeceğini bildirdi. Sonra da tüm medyaya servis edildi, bize de kargoyla geldi. Haber merkezi toplantısında, haberin devamı için Samsun`a gitmem kararlaştırıldı. Kameramanla birlikte Samsun`a gittik. Tüm masraflarımı kurum karşıladı. Samsun terminali önünde çekim yaptıktan sonra haber merkezine döndük ve haberi verdik" şeklinde konuştu. Haberin ilk önce Ogün Samast`ın Türk bayraklı görüntülerinin jandarma tarafından çekildiği şeklinde verildiğini ifade eden Gün, "Samast, jandarma tarafından yakalanmış, önce jandarma karakoluna, sonra emniyete götürülmüştü. Görüntüde de hem jandarma, hem polis yer almaktadır. Yaptığımız haberin içeriği bana ait olmakla birlikte, haber bir ekip tarafından yazılmış, editoryal bir ekip tarafından da düzenlenmiştir. Haberde, Samast`ın görüntüsünün jandarmada çekildiği bilgisi, editoryal bir hatadır. Üzerinden 24 saat geçmeden haberi, görüntülerin emniyette çekildiği şeklinde düzelttik. Benim bir kastım yoktur. Kastım olsaydı, haberi düzeltmez, Samsun`daki çekimi de otogar önünde değil, jandarma önünde yapardık" diye konuştu. Samsun`a gittiğinde jandarmayı aramasının ise gazetecilik dürtüsü olduğunu söyleyen sanık Gün, "Ogün Samast`ın görüntülerini, 30 Ocak 2007`de, Ekrem Dumanlı, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan ve birinin daha olduğu 4 kişilik bir grupla yapılan toplantıda aldığım iddiası yalandır. İddiaya göre, Samast`ın görüntüleri Samsun Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından 27 Ocak 2007`de Ali Fuat Yılmazer`e gönderilmiş, oradan da bana verilmiş. Aksine görüntülerin savunmamın başında belirttiğim gibi basına ilk sızması 21 Ocak`tır" dedi.HABER GÖRÜNTÜSÜ DURUŞMA SALONUNDA İZLENDİ
Ercan Gün`ün talebi üzerine o dönem yayınlanan ve Ogün Samast`ın görüntülerini içeren haberin görüntüleri duruşma salonunda izlendi. Meslek hayatı boyunca sadece gazetecilik faaliyeti yaptığını söyleyen Gün, "Bir diğer iddia Dink cinayetinin arkasında ulusalcılar var algısı oluşturarak Ergenekon`a zemin hazırlandığı. Bu iddiaya en güzel yanıt işte bu haberdir. Haberin hiçbir yerinde ulusalcılık ya da Ergenekon geçmemektedir. Savcılık, hiçbir delile dayanmadan hakikatin üstünü örtüyor. Cinayetin aydınlatılması için gösterdiğim çabanın sonucu bu mu olacaktı? Hrant Dink, tek amacı haber yapmak olan meslektaşının sanık sandalyesinde oturmasına rıza gösterir miydi? Meslektaşımın söylediği gibi, şimdi `güvercin tedirginliğinde` hakkımda verilecek kararı bekliyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu. Gün`ün savunmasının ardından avukatları da müvekkillerinin tahliyesini ve beraatini istedi. Mahkeme, sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Muharrem Demirkale ve Yüksel Avan`ın son savunmalarının alınması için duruşmayı 1 Şubat`a erteledi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı