Mimar, sanatçı ve akademisyen Alper Derinboğaz, İstanbul Modern`in düzenlediği "Genç Salı Eğitim Programı"na konuk oldu.
Çalışmalarını çevrim içine taşıyarak sanatçılarla gençleri bir araya getirmeyi sürdüren "Genç Salı Eğitim Programı"nda, Derinboğaz`ın mimari, tasarım ve sanat eksenindeki üretimleri konuşuldu.
"İstanbul Kent Müzesi", "Çinimaçin Müzesi" gibi yapılar üzerine çalışmalarını sürdüren Derinboğaz, İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra uluslararası deneyim kazanmak için 2007`de yurt dışına çıktığını ve hayatı boyunca farklı alanlara temas etmeyi sevdiğini söyledi.
ABD`de eğitim gördüğü ilk yıllarda, yurt dışındaki çalışmalara ve akademisyenlere bakarak Türkiye`den giden bir öğrencinin konumuna dair endişeler duyduğunu aktaran Derinboğaz, "Aslında insan her yerde insan, yani sizin buradaki ortamınızda ortalamanız neyse, orada da benzer bir ortalamaya denk geliyorsunuz." değerlendirmesini yaptı.
Derinboğaz, etkinliğe katılanların kendilerine güvenmeleri gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Eninde sonunda etrafınızdaki insanlar önemli oluyor. Yani olağanüstü bir okul, çok iyi olanaklar, iyi hocalar vesaire, tüm bunlarla temas ettiğiniz belki sizin oradaki deneyiminizin yüzde 10`u. Geri kalanı ise siz ve etrafınızdaki insanlar. Temas ettiğiniz insanlar, aynı sınıfta olduğunuz arkadaşlarınız. Aynı ilgi alanları kapsamında bulunduğunuz kulüpler gibi şeyler aslında daha önemli."
"İnsanın mekanla ilişkisinin devamı olarak algılamaya çalışıyoruz"
İnsanların genelde kendi ilgi alanlarında ve sevdikleri konularda çalışmalar yapmak istediklerini söyleyen Alper Derinboğaz, "Çünkü insan başka bir şey yapmaya çalıştığı zaman pek başarılı olamıyor. Herhangi bir şeyi yaparken bir bakış açınızın olması ve o konuda bir tavrınızın olmasının önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Derinboğaz, konuşmasında şu değerlendirmelerde de bulundu:
"Meselenin mekan kurmak olduğunu düşünmeye çalışıyorum. Yapı sanatı çok önemli ama sadece yapı yapmak değil, bir mekan kurmak insanın içinde bulunacağı mekanı iyi bir şekilde tanımlayabilmek daha önemli diye düşünüyorum. Bu yüzden sadece inşaat faaliyeti olarak değil, bunu çok daha geniş bir kurguda değerlendirmeye çalışıyorum. Bu yaptığımız işlerin tarihle ilişkisi açısından da böyle. Yapı tarihinin devamı olarak değil de, insanın mekanla ilişkisinin devamı olarak algılamaya çalışıyoruz."
Çevrim içi söyleşide yakın dönemde gerçekleştirdiği müze projelerinin görsellerini de paylaşan sanatçı, yurt içinde ve yurt dışında sergilenen yapıtlarından örneklerle deneysel yaklaşıma verdiği önemi ve yeni araştırmaları teşvik eden bakış açısını anlattı.
"Tekrar eden bir stil olmamasını önemsiyoruz"
Programda ayrıca gençlere önerilerde bulunan ve katılımcıların sorularını yanıtlayan Derinboğaz, her dönem ve her sistemin belirli net form yaklaşımları bulunduğunu belirterek, "Bizim tasarımlarımızda estetik açıdan bir özgünlüğü olsa da hepsinde tekrar eden bir stil olmamasını önemsiyoruz." ifadesini kullandı.
Belirli bir tarza bağlı kalmamaya çalıştıklarını aktaran sanatçı, "Bununla da gerekli problemlere doğru çözümleri verecek yapıları öncelikli tutmaya çalışıyoruz. Yani stil değil, problem konusunda getirdiğimiz yeni boyut çok önemli diye düşünüyorum." dedi.
Derinboğaz, modernite ile kapitalizm ilişkisine, modernitenin sanat ve edebiyat gibi farklı alanlarda farklı şeyler ifade ettiğine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hangi stil gelirse gelsin bu problemleri yaşayacak. `Mimarlık olarak modernizm`, kapitalizmin çok kolay araçsallaştırdığı bir şey oldu. O niyetlerle yapılmadı tabii ki. Ama çok iyi bir araç oldu, daha ucuz yapılar ürettiniz, daha fazla ürettiniz, daha karlı ürettiniz. Lakin bunların hepsi eninde sonunda dönüp dolaşıp bir kar ve finans mekanizmasının parçası oldu. Hızlı dönüşen bir mekanizmanın daha hızlı bir şekilde parçası oldu.
Mekan demokratikleşmesinin önemli bir kavram olduğunu düşünüyorum. Her zamanki gibi planlandığı, bu konuda öncü mimarlar tarafından hayal edildiği gibi gitmedi. Belki bu çağın içinde bunun için yeni bir fırsat bulunur diye umut ediyorum."
"Genç Salı Eğitim Programı" resim, heykel, yerleştirme, sinema ve fotoğraf gibi farklı alanlarda sanatçıların, eğitim yaşantılarından kişisel ve profesyonel gelişim hikayelerine uzanan deneyimlerini gençlerle paylaşmalarını amaçlıyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Esad Şani